16 Haziran 2015 Salı

1. İHTİYAR*


İÇİNDEKİLER

1. TAHARET(TEMİZLENME - ABDEST)
2. GUSÜL (BOY ABDESTİ)
3. ARTIKLARIN HÜKMÜ  
4. TEYEMMÜM
5. TEYEMMÜMÜ GEREKTİREN SEBEPLER  
6. TEYEMMÜM ŞÖYLE YAPILIR  
7. TEYEMMÜMÜ BOZAN ŞEYLER  
8. MESTLER ÜZERİNE MESH
 9. MESHİ BOZAN ŞEYLER  
10.  HAYZ = AYBAŞI HÂLİ
11.  KAN ÜÇ ÇEŞİTTİR  
12.  NİFAS - LOHUSAHK 
13. PİSLİKLER VE TEMİZLENMESİ
14. İSTİNCA
15. SALÂT (NAMAZ)
16. NAMAZ VAKİTLERİ
17. EZAN
18. VİTİR NAMAZI
19. KIRAAT 
20. CEMAATLA NAMAZ 
21. SÜNNET NAMAZLAR
22. MÜSTEHAB OLANLAR    
23. TERAVİH  
24. KUSUF – HUSUF
25. İSTİSKA NAMAZI
26. SEHV - (YANILMA) SECDESİ
27. TİLÂVET SECDELERİ
28. HASTANIN NAMAZI
29. YOLCU NAMAZI
30. CUMA NAMAZI
31. BAYRAM NAMAZLARI
32. KORKULU DURUMDA KILMAN NAMAZ 
33. KABE'DE KILINAN NAMAZ 


----------------

Diğer Fakihlerden Bazılarının 

Görüşleri İçin Kullanılan Simgeler

 

Ebu Yusuf: (S)

Muhammed: (M)

İkisi: İmameyn: (S-M)
Züfer: (Z)
Şafi:  (F)

--------------------

TAHARET (TEMİZLENME) [1]


ABDEST

1- Abdesti olmayan bir kimse namaz kılmak istediği zaman abdest alır.

Abdestin farzları

1) Yüzü yıkamak,
2) Dirseklerle beraber kolları yıkamak (Z),
3) Başın dörtte birini (F) mesh etmek,
4) Topuklarla beraber (Z) ayakları yıkamaktır.

2 - Abdestin Sünnetleri

1) Uykudan uyanan bir kimsenin ellerini kaba daldırmadan önce; üç kere bileklerine kadar ellerini yıkaması,
2) Abdeste başlarken besmele çekmek,
3) Dişleri fırçalamak,
4) Üç defa ağzı çalkalamak ve burna su vermek,
5) Başın hepsini ve iki kulağı aynı su ile (F) bir defa mesh etmek,
6) Sakal ve parmak aralarını sıvazlamak,
7) Azaları üçer defa yıkamaktır,

3 - Abdestin Müstehapları

1) Abdeste niyet etmek (F),
2) Uzuvları yıkarken sıraya uymak,
3) Sağ uzuvlardan başlamak,
4) Boynu mesh etmek.

4 - Abdesti Bozan Şeyler

1) Ön ve arka yollardan çıkan her şey abdesti bozar.
2) Ön ve arka yollardan başka vücudun herhangi bir yerinden
çıkan pis şeyin; yaranın bulunduğu yerden akması.
3) Ağız dolusu kusuntu (Z). Kusulan kan veya irin olacak olursa, ağız dolusu olmasa da abdesti bozar (M). Kan; tükürüğün yarısından fazlasını meydana getiriyorsa (ve ihtiyaten yarısına eşit ise) abdest bo­zulur.
4) Yan üstü yatarak, yaslanarak ve bir şeye dayanarak uyumak.
5) Bayılmak ve delirmek abdesti bozar. Namaz kılarken; kıyamda (F), rükû'da (F), secdede (F), tahiyyatta (F) uyumak abdesti bozmaz. Ka­dına dokunmak, bir insanın kendi tenasül uzvuna el sürmesi de abdesti bozmaz.
6) Namazda kahkaha(2) (F) atmak.

----

GUSÜL (BOY ABDESTİ)


5 - Guslün farzları

1) Ağzı iyice çalkalamak (F),
2) Burna iyice su vermek,
3) Bütün bedeni yıkamak.

6 - Sünnetleri

1) Önce elleri ve tenasül uzvunu yıkamak,
2) Vücutta pislikler varsa gidermek,
3) Sonra namaz abdesti almak,
4) Bütün bedene üç defa su dökünmek.

7 - Guslü Gerektiren Şeyler

1) Cinsî temas esnasında tenasül uzvunun, sünnet yerine kadar ön veya arka tarafta kaybolması (ile hem temas eden ve hem de kendisine temas edilene gusül abdesti farz olur).
2) Fışkırarak (F), yahut şehvet sureti ile meninin gelmesi(3),
3) Hayız ve nifasın sona ermesi,
4) Uykudan uyanan kimsenin elbisesinde meni yahut mezi (S) görmesi.
8 – Cuma ve bayram için, hacda ihrama girmeden önce  yıkanmak sünnettir.

9 - Abdestsiz ve cünüp olanın, kabı olmadan Mushaf’a dokunması caiz değildir (F). Cünüp olan, Kur'an da okuyamaz. Fakat Allah Telâyı zikir eder, tespih eder, dua yapar. Zaruret olmadan camiye giremez. Âdet gören ve nifas halinde olan kadınlar da cünüp olanlar gibidir.

Temizlenmek Ve Abdest Almak İçin Caiz Olan Şeyler

10 - Yağmur suyu, kaynak ve kuyu suları gibi kendisi temiz ve baş­kasını temizleyici sularla, uzun müddet kalmakla değişseler de temizlik yapılır. Çöven, zağferan ve sel suları gibi temiz olan şeyler suya karışıp da renk, koku ve tad vasıflarından biri değişmiş olsa, bunlarla temizlen­mek caizdir. İçki, sirke ve gül suyu gibi mayilerin karışıp galebe ettiği ve kendisinden su tabiatını (özelliğini) giderdiği su ile temizlik yapılmaz. Bu konuda eczası ile olan galebeye itibar edilir.
11 - Durgun suyun içine bir pislik düşerse onunla abdest alınmaz. Ancak her tarafa onar arşın (F) uzunluğunda bir havuz ise o sudan ab­dest alınabilir. Akan bir suya bir pislik düşüp, ondan bir eser görünmezse, bu sudan da abdest alınır.
12 - Hayvanlardan doğumu sudan olanların orada ölmeleri ile su bozulmaz (F). Sinek, sivrisinek ve tahtakurusu gibi akıcı kanı olmayan hayvanların da suda ölmesi onu bozmaz. Bu ikisinden başkası ise su­yu bozar(4).
13 - Kullanılmış sular abdestsizliği gideremez. Kendisi ile ab­dest almak (M), yahut Allah'a yaklaşmak gayesi ile (abdest üzerine ab­dest almak gibi) bedende kullanılan su, uzuvdan ayrıldığında kullanıl­mış su olur.
14 - İnsan mükerrem, domuz da bizatihi pis olduğundan bu ikisininkinden başka her deri (F) tabaklanınca temiz olur. Kendi kendine ölen bir hayvanın kılı ve kemikleri temizdir. İnsanın da kemikleri ve saçları temizdir.

-----

Kuyuların Temizlenmesi

15 - Kuyuya bir pislik düşer ve sonra çıkartılıp suyu tamamen boşaltılırsa o kuyu temizlenmiş olur.
16 - Sahra kuyularına; deve, koyun, keçi, at ve sığır tersi (pisliği) düşer ve bakan tarafından bunlar çok görülmezse kuyuyu kirletmezler. Güvercin ve serçe tersleri (pislikleri) kuyu suyunu bozmazlar (F).
17-Serçe, fare ve bunlara benzer hayvanlar kuyuya düşüp ölürler­se (şişmemiş ve dağılmamış olunca) kuyudan, 20 kovadan 30 kovaya ka­dar su çıkartılınca kuyu temizlenmiş olur.
18 - Güvercin, tavuk vb. gibisi düşüp ölürse, 40 kovadan 60 kovaya kadar su çıkartılır.
19 - İnsan, koyun ve köpek gibi canlılar; kuyuya düşüp ölürlerse ku­yu tamamen boşaltılır. Kuyuya düşen bir hayvan, şişer yahut dağılırsa o kuyunun da bütün suyu boşaltılır.
20 - Her kuyu hakkında onun kovası muteberdir. Bir kuyunun bü­tün sularını boşaltmak mümkün olmazsa ondan, 200 kovadan 300 kova­ya kadar su çıkartılır.

--------

21 - Artıkların Hükmü


1) İnsan, at ve etleri yenilen hayvanların artıkları temizdir.
2) Temiz, fakat kullanılması mekruh olan artıklar: Bunlar da; kedi, serbest gezen tavuk, evlerde yerleşen hayvanlar (yılan, akrep, fare gibi) ve yırtıcı kuşların artıkları olan sulardır.
3) Pis olan artıklar:  Domuz, köpek ve yırtıcı hayvanların (F) artığı olan sulardır.
4Şüpheli olanlar: Eşek (F) ve katırın artığı olan sulardır. Temiz su bulunmazsa, bu su ile abdest alınır ve ayrıca da tedbir olarak teyemmüm edilir.

--------

TEYEMMÜM (*)

22 - Teyemmümü Gerektiren Sebepler

1) Suyun bir mil uzakta olması,
2) Suyu kullanmaya mani hastalık,
3) Soğuk (F),
4) Düşman korkusu,
5) Yanında içeceğinden fazla su bulunmadığından susuz kalma korkusu veya kuyudan suyu çıkaracak bir kabın bulunmayışı, ya da, suyu kullanmaya gücü yetmeyenler, toprak ve kum, kireç (FS) sürme (FS) gibi toprak cinsinden olan bir madde ile teyemmüm eder­ler.
23 - Teyemmümde, temizlenmeğe veya bir ibadete niyet etmek şarttır.
24 - Abdestsizlik, cünüplük ve hayızdan dolayı yapılan teyemmüm de aynıdır.

25 - Teyemmüm Şöyle Yapılır

1) Önce kollar abdest alacakmış gibi sıvanır. Eûzü Besmele çekilir. "Abdestsizlikten veya cünüplükten temizlenmeye" diyerek niyet edilir.
Sonra parmaklar açılır, ellerin iç kısımları temiz toprağa veya toprak cinsinden bir şeyin üzerine hafifçe vurularak, önce ileri sonra geri çekilerek eller, hafifçe birbirine vurularak silkelenir.  Ve yüzün her yeri bu iki elin iç kısımları ile mesh edilir.
Abdestin farz olmasının sebebi teyemmümün de farz olmasının sebebidir. Caiz olmasının şartı da suyu kullanmazdan aciz kalmaktır. Çünkü teyem­müm abdestten bedeldir ve onun bulunduğu yerde meşruiyetini kaybeder.
Teyemmümün caiz olmasının delili: “Eğer hasta olmuşsanız yahut bir sefer üzerindeyseniz veya içinizden biri ayakyolundan gelmişse yahut ta, kadınlara dokunmuşsanız ve bu halde su da bulamamışsanız o vakit tertemiz bir toprakla teyemmüm edin. Binaenaleyh (niyetle) on­dan yüzlerinize ve ellerinize sürün..." (Mâide, a: 6)
2)  Eller aynı şekilde tekrar yere vurulup silkelenir ve her avuç ile diğer kolun arka ve iç tarafı dirseklerle beraber (F) mesh edilir. Mesh ya­pılan yerlerin her tarafının tamamen mesh edilmesi şarttır.
26 -Vakit girmeden (F) ve suyu aramadan önce (F) teyemmüm et­mek caizdir.
27 - Teyemmüm ile namaz kılındıktan sonra su bulunursa namaz iade edilmez. Namaz ortasında suyu bulacak olursa bu namaz batıl olur. Bunun için abdestini alır ve yeniden kılar.
28 - Abdest gibi; bir teyemmüm ile istenildiği kadar namaz kılınır (F). Su ele geçireceğini ümit eden kimsenin namazını geç kılması da müstehaptır
29 – Eğer abdest alırsa, cenaze namazına yetişemeyeceğinden korkan kimse, cenaze namazını teyemmüm ile (F) kılar. Bayram namazında da böyle hareket edilir (F). Fakat Cuma namazının kaçmasından korksa bile yine abdest alır, Teyemmüm ile kılınması caiz olmaz. Farz bir namazın vaktinin geçmesinden endişelenmek de Cuma gibidir.

30 - Teyemmümü Bozan Şeyler


1) a. Abdesti bozan şeyler, teyemmümü de bozar.
b. Suyu elde etmek ve onu kullanmaya gücü olmak.

31 - Yolcu, yükleri arasında suyunu unutup teyemmüm ile namaz kılarsa, bir daha namazı iade etmez (FS) Suyu olmayınca arkadaşın­dan su ister. Vermezse teyemmüm eder. Gücü varsa piyasa fiyatı ile su satın alır. Fahiş fiyatla satın alması gerekmez.
32 - Hem abdest ve hem de teyemmüm birlikde alınmaz. Yarası olan vücudunu yıkar, yara yerini yıkamaz ve orasını teyemmüm de et­mez.

--------

MESHLER ÜZERİNE MESH

33 - Gusül hariç, abdest alması gereken kimsenin mesh yapması caizdir. Her iki mestin de tam bir temizlik üzerine giyilmesi lâzımdır.
34 - Mestler ayakta iken bozulan abdestlerden sonra; mukim, bir gün bir gece, yolcu ise; üç gün üç gece mesh yapar. Mesh, el parmakları ile yukarıya doğru bir hat boyunca yapılır. Farz olanı, elin parmaklarından üçünün miktarı kadardır. Ayak parmaklarından başlayıp yukarıya doğru gitmek ise sünnettir.
35 - Ayak parmaklarının küçüğü ölçü olmak üzere, üç parmağın çıkabileceği kadar mest üzerinde bir yırtık olursa mesh caiz olmaz. Her mestin yırtıkları diğerinden ayrı tutulur.
36 - İçine mest giyilen çizmeye (F) mesh yapmak caizdir. *Kaim ol­duğu yahut üzerine deri veya pabuç geçirildiği takdirde, çoraplar üzeri­ne de mesh yapılır.

37 - Meshi Bozan Şeyler

1)  Abdesti bozan her şey meshi de bozar.
2)  Meshi ayakdan çıkarmak,
3)  Müddetin geçmesi: Abdest bulunduğu halde müddet bitince mestler çıkartılıp sadece ayakların yıkanması yeterli olur. Ayağın, mes­tin koncuna kadar çıkmış olması, tamamen çıkması hükmündedir.
38 - Yolcu, mesh yapar ve bir gün bir gece sonra yolculuğu biterse mestini çıkartır. Bir gün bir geceden önce biterse 24 saati tamamlar. Mukim, mesh yapar sonra 24 saat dolmadan yolculuğa çıkarsa üç gün üç geceyi tamamlar (F).

39 - Eldiven, peçe, fes, şapka ve sarık üzerine mesh yapılmaz. Fakat yaralar üzerindeki sargılara mesh yapmak caizdir. Sargıyı abdest almadan önce bağlamak da caiz olur ve sargı, yaranın iyi olmasından do­layı düşecek olursa mesh batıl olup bozulur.                   

HAYZ (Aybaşı Hâli) (*)

40 - Kan üç çeşittir


I: Hayz: Kadının bulûğa ermesine vesile olan kana hayz kanı denir. Hayzın en az müddeti üç gün, üç gece (S), en çoğu on gün (F) on gecedir. Üç günden az gelen kan ile on günden fazla gelen kan istihaze kanıdır. Hamile kadından gelen kan da istihazedir (F).
41 - İstihaze kanı oruç tutmaya, namaza ve cinsî temasta bulun­maya mani değildir.
42 - Kadının âdeti içinde sırf beyaz bir kan gelinceye kadar görmüş olduğu muhtelif renklerdeki kanlar hayz kanıdır. Hayz müddeti içinde kanın kesilmesi suretiyle araya giren temizlik devresi hayzdan sayılır.
43 - Hayızlı olan kadından namaz borcu tamamen düşer. Oruç tut­ması da haramdır. Yalnız orucunu sonra kaza eder. Hayzlı kadınla cinsî birleşmede bulunmakta haramdır. Bunu helâl gören dinden çıkmıştır. Böyle durumda kocası ailesinin belden yukarısı ile faydalanabilir. On günden az bir müddette kan kesilince yıkanmadıkça cinsî birleşme helâl olmaz. Yahut bir namaz vaktinin geçmiş olması lâzım gelir. On günü (Z F) tamamlayarak kesilirse yıkanmadan önce cinsî birleşme caiz olur.
44 - Temizliğin en az müddeti 15 gündür. En çok müddetinin ise bir sınırı yoktur.

45 – II: İstihaze Kanı Ve Ona Benzeyenler

Kendisinden istihaze kanı gelen kadın, devamlı sidiğini tutama­yan, içi giden, yellenen, burnu kanayan ve yarasının akıntısı kesilme­yen kimseler, her namaz vakti için abdest alır.
Hayz:  Kelime olarak; akmak anlamına gelir. Istılahta ise, muayyen bir müd­det içinde, kendine mahsus yerinden gelen özel bir kandır. Başka bir şey olmadıkça diledikleri kadar namaz kılarlar (F).
46 - Üzerinde bir namaz vakti olsun, müptelâ olduğu özür devam eden kişi özürlüdür*.
47 - Kadından on günden fazla kan gelince kadının belli bir hayz müddeti varsa bu müddeti aşan kan istihaze kanı olur. îstihazeli olarak bulûğa erip kanı kesilmeyen kadının hayzı (her ay için)  on gün (F) olarak takdir edilir. Geriye kalan 20 gün de istihaze kanı olur.

48 – III: Nifas – Loğusa


Nifas: Doğumdan sonra gelen kandır. En az müddetinin bir hududu yoktur. En son müddeti 40 gündür. Kan, 40 günü geçince ve kadında belli bir âdeti var ise o âdetini aşan kan istihaze olur. Kadının âdeti, yani belli bir gün loğusalık müddeti yoksa loğusalığı 40 gün olur.
49 - İkiz çocuk doğduğunda da, lohusalığın müddeti ilk çocukla başlar (MZ). Yaradılışının birazı (F) belirmiş düşük çocuk da tam çocuk hükmündedir.

-----                                                        

PİSLİKLER VE TEMİZLENMESİ


50 - Pislik İkiye Ayrılır

1) Galîza (koyu ve sırf pis)
2) Hafife (pislik derecesi az olan)
Galîza olan pislik, sıvı ise bir el ayasından, katı ise bir miskalden fazla olunca onunla namaz olmaz. Hafife olan pislik, elbisenin dört­te birine ulaşınca namaz kılınmaz (F).
51 İnsan bedeninden çıkan ve temizlenmesi icap eden şeylerin pis­liği galîzadır. Hayvan (SM) ve sığır pisliği, fare sidiği, yemek yesin veya yemesin kız ve erkek bebeklerin sidikleri de sırf pisliktir. Meni de pistir (F). Yaş olduğunda yıkamak gerekir. Kurusunu ise iyice ovalamak kâfidir.
52 - Meste, hayvan tersi (pisliği) gibi kazınıp giden bir pislik bula­şır da kurursa onu yere sürterek gidermek caizdir (MZ). Yaş pislik ve şarap gibi kazımak ve sürtmekle gitmeyen şeyler ise ancak yıkamakla temizlenir. Kılıç ve ayna gibi şeylerden pisliği silmek yeterlidir (Z).  
Yer pislenir ve sonra pislik kaybolursa orada teyemmüm olmasa da namaz kılmak caiz  (Z.F) olur.
53 - Etleri yenilen hayvanların (M) ve atın sidiği, balığın kanı (F), eşek ve katırın salyası, eti yenilmeyen (SM) kuşların pisliği hafife cinsindendir. Etleri yenilen kuşların pisliği ise  (F) temizdir. Fakat tavuk ve ehil ördek pislikleri sırf pisliktir. İğne başlan kadar sidiğin elbiseye sıç­raması zarar (F)vermez.

Pisliği Gideren Ve Gidermeyen Şeyler

54 - Su, sirke (MZF) ve gül suyu gibi bütün temiz olan sıvılarla pis­lik giderilir.
55 - Görünen bir pisliğin temizlenmesi, onun tamamen kaybolması ile olur. Fakat tamamını kaybetmek güç olan kalıntı zarar vermez. Görünmeyen cinsinden olan bir pisliğin temizlenmesi, temizlendiğine ka­naat getirilinceye kadar (F) yıkamakla olur.

Endişeyi ortadan kaldırmak için üç veya yedi defa yıkamakla temi­ze çıktığına hükmolunur ve her defasında da yıkanan şey sıkılır. Istincada da böylece hüküm verilir.


İSTİNCA: Küçük veya büyük abdest yaptıktan sonra temizlenme

56 - Yellenmek hariç, küçük ve büyük abdestten sonra temizlen­mek sünnettir. Taş ve onun yerini tutan diğer şeylerle temizlenmek ca­izdir. Yıkamak en iyisidir. Bunlarla pislik tamamen gidinceye kadar si­linir. Pislik, pisliğin çıkış yerine tecavüz edecek olursa ancak yıkamakla temizlik caiz olur.
57 - Sağ el, kemik, tezek ve yenilen şeylerle temizlenme yapılmaz. Helada kıbleye karşı dönülmez ve arka da çevrilmez.

--------

SALÂT = Namaz *

58 - Namaz vakitleri


a) Sabah namazının vakti: Fecrin doğmasından güneşin doğması­na kadar olan zamandır.
b) Öğlenin vakti: Güneşin zevalinden* itibaren fey-i zevalden* baş­ka her şeyin gölgesi kendisinin iki misline (S.M.F) ulaştığı zamana ka­dar devam eder.
c) ikindinin vakti: İhtilaflı olarak öğle vaktinin çıkması ile başlar ve güneşin batacağı ana kadar devam eder.
d) Güneş batınca akşam namazının vakti girer ve şafak kaybolun-
caya kadar sürer.
e) Akşam vaktinin bitimi ile yatsı namazı vakti başlar ve ikinci fec­rin doğumuna kadar devam eder. Vitir namazı da yatsı namazı vaktinde kılınır. (Ancak yatsı namazının önce kılınması emir olunmuştur).

--------

59 - Namaz Kılmak Müstehap Olan Vakitler
a) Sabah namazının güneş doğmadan önce, ortalığın iyice aydınlan­dığı zamanda kılınması (F) müstehaptır.
b) Öğle namazını, yazın havanın biraz serinlemesine kadar tehir et­mek, kışın da ilk vakitlerde kılmak müstehaptır.
c) İkindinin, güneşin değişmesine (gözleri kamaştıramaz duruma gelmesine) kadar geciktirilmesi, akşam namazında da erken davranılması daha iyidir.
d) Yatsı namazını, gecenin üçte birine kadar geciktirmek müste­haptır. Vitir namazının, gecenin sonuna bırakılması daha iyi olur. Fa­kat gecenin sonunda uyanacağına güvenemiyorsa, önceden kılınması gerekir.
e) Bulutlu, sisli havalarda; sabah, Öğle ve akşam namazlarının ge­ciktirilmesi, ikindi ve yatsının ise hemen kılınmaları müstehap olur.

------

Namaz Kılmak Caiz Olmayan Zamanlar

60 - Güneş doğarken, batarken ve zeval vaktinde namaz kılmak, tilâvet secdesi yapmak (F), cenaze namazını kılmak (F) caiz olmaz. Şu kadar var ki, o günün ikindi namazı güneş batarken de kılınabilir.
61 - Sabah namazını kıldıktan sonra güneşin doğumuna kadar, ikindi namazından sonra (F) güneşin batışına kadar ve fecir doğduktan sonra (sabah namazının iki rekâtından başka) nafile namaz kılınmaz.
Akşam ve bayram namazlarından önce de nafile namaz (F)  kılın­maz. Cuma günü imam hutbeye çıktığı zamanda da sünnet kılınmaz.
62 - İki namaz ne yolculukla ne de hazarda tek bir vakit içinde bir­leştirilemez (F). Arafat'ta öğle ile ikindinin, Müzdelife'de akşam ile yat­sının beraber kılınması bu hükmün dışındadır.

--------

EZAN [9]


63 - Ezanın ne olduğu bellidir. Ezan okurken önce iki şahadeti al­çak sesle okumak ve sonra sesi yükseltmek doğru değildir, ikamet de ezan gibidir (F). Fazla olarak "felâh"dan sonra ikamette iki kere "kad kametis - salâh" denilir.
64 - Beş vakit namaz ve cuma için ezan okumak, ikamet yapmak sünnettir.
Sabah ezanında "felah”tan sonra iki defa "es-salâtü hayrun min'en nevm" denilir.
65 – Ezan; yavaş yavaş,  ikamet ise;  hızlı hızlı okunur. Her ikisinde de kıbleye dönülür. Müezzin ezan okurken iki parmağını kulaklarına tıkar. Yüzünü; "hayye ale's-salâh" derken sağa, "hayye ale'l-felâh" derken de, sola çevirir. Ezanı bitirdikten sonra, (akşam namazı hariç) hemen ikamet etmeyip biraz oturur. Ezanda name yapmak mekruhtur.
66 - Müezzin "hayye âle's-Salâh" deyince imam ve cemaat kalkar­lar. "Kad kametı's-salâh" deyince de tekbirlerini alırlar. İmam daha he­nüz gelmemişse (veya o müezzin ise) gelinceye kadar cemaat kalkmaz.
67 - Kazaya kalmış namazlar için de ezan okunur ve ikamet getiri­lir. Namazın vakti girmeden ezan okunmaz. Müezzin ezan okurken, ika­met getirirken konuşulmaz. Ezan ve ikamet abdestli olarak okunur.

-------

Namazdan Önce Yapılan İşler

68 - Namazdan Önce yapılması gereken altı farz vardır

1) Hades: (abdest ve boy abdesti almayı gerektiren hükmen pis ola­rak kabul edilen şeyler)den ve necaset = (görünen pislik) den vücudu te­mizlemek,
2) Elbiseyi temizlemek,
3) Namaz kılman yeri temizlemek,
4) Avret yerlerini örtmek,
5) Kıbleye dönmek,
6) Namaza niyet etmek.                      .     -
69 Erkeklerin avret yeri; göbeğin altından diz kapaklarının altına kadardır. Cariyenin avret yeri de erkek gibidir. Buna ilâveten cariyenin arka ve karnı da avret yeridir.
Hür kadınların yüzleri, elleri hariç bütün vücutları avrettir. Ayak­lar hakkında iki rivayet vardır[10].
70 - Pisliği temizlemek için bir şey bulamayan namazını, öylece kı­lar ve bir daha iade etmez. Elbise bulamayan kimse de çıplak olduğu hal­de oturarak îmâ ile namaz kılar. Böyle namaz kılmak ayakta kılmadan daha üstündür.
71 - Kâbe’nin yanında namaz kılan yüzünü Beytullaha çevirir. On­dan uzak olanlar yüzlerini Beytullah istikametine çevirirler. Bir şeyden korkanlar, güçlerinin yettiği herhangi bir tarafa dönerler.
72 - Kıble tarafını kesin olarak bilmeyen, soracak kimse de bula­mazsa içtihat eder; araştırır ve namazını ona göre kılar. Sonradan ya­nıldığı anlaşılsa bile namazım yenilemez (F). Fakat namaz: içinde iken yanıldığım anlarsa, kıbleye döner ve namazını bozmadan tamamlar. İçtihat etmeden; araştırmadan kılar da yanıhrsa namazı iade eder.
73 - Namaz kılmak isteyen kimse, iftitah tekbiri- (başlama tekbiri)’ne bitişik o namaza niyet eder. Niyet, kalben o namazın hangi namaz olduğunu bilmektir. Bu hususta dil ile söylemeğe itibar yoktur. Cemaat ise hem vaktin farzına ve hem de imama uymaya niyet eder.


Namaz İçinde Yapılan İşler

74- Namazda huşu içinde bulunmak, iyice kendini ibadete vermek gerekir. Gözleri de secde yerinden ayırmamalıdır.
75 - Namaza başlarken "Allahu Ekber" diyerek tekbir alınır ve el­ler de bu esnada yukarıya kaldırılarak başparmaklar kulakların yumu­şağı (F) hizasına getirilir. Eller, ilk tekbirden sonra bir daha yukarıya kaldırılmaz (F). Sonra göbeğin altında (F) eller bağlanarak sağ el, sol elin bileğinden tutar.
Bundan sonra "Sübhaneke Allahümme" (SF) sonuna kadar okunur ve içten "Euzü-besmele" çekilir.
76- Sonra, imam olan kişi; sabah namazında, akşam namazının ve yatsının ilk iki rekâtlarında, cumada ve bayram namazlarında kıraati sesli okur. Yalnız başına kılan bu söylenen namazlarda; ister açıktan, isterse de içinden okur. İmama uyanlar "Fatiha" ve "ilâve sure”yi okumazlar (F). İmam "Ve-la'd-dâllîn" deyince "âmin" der ve cemaat ta içinden "âmin" der FF)
77- Rükûa giderken tekbir alınır. Rükû’da eller dizler üzerine (par­maklar açılarak) konulur ve sırt düzleştirilir. Baş kaldırılmaz ve sarkıtılamaz. Rükû’da üç kere "Sübhâne Rabbiye'l-Azîm" denilir ve kalkar­ken de "Semi'a-llahü Li-men hamide" denilir. Cemaatla kılarken; ce­maat, "Rabbena leke- l-hamd" der (S.M.F.) Sonra "Allahu Ekber" diye­rek alın ve burun üzerine secdeye gidilir.
78 - Secdeye giderken, önce dizler sonra da eller yere konulur, eller kulakların hizasında olur (ZF). Pazulardan, koltuklara kadar olan kısım açık tutulur. Karın da oyluklara birleştirilmez; arada boşluk bırakılır. Dirseklerden ellere kadar olan kısım da yere yatırılmaz. Secdede üç defa "Sübhane Rabbiye'l-a'la" denilir.
Sarığın büklümü, elbisenin sarkık fazla kısmı üzerine secde edilir­se caiz olur. Baş, secdeden kaldırılırken "Allahu Ekber" denilir ve tam olarak oturulur, ikinci defa yine tekbirle secdeye gidilir; ikinci secdeden "Allahu Ekber" diyerek kıyama kalkılır (F).
79 - İkinci rekât da birinci rekât gibi kılınır. Yalnız bunda başlan­gıç tekbiri alınmaz ve "Euzü" çekilmez [12].
80 - İkinci rekâtın ikinci secdesinden doğrulunca sol ayak yere ya­tırılıp üzerine oturulur. Sağ ayağın  parmak uçları kıbleye dönük şekil­de dikilir. Eller oyluklar üzerine konulur. Parmaklar açılır ve  "Tahiyyât" okunur. Tahiyyât şöyledir: "Et-tahiyyatü Li-llâhi (F) ve's-Salavâtü ve't-Tayyıbât, e's-Selâmü aleyke Eyyüha'n-Nebiyyü ve Rahmetullâhî ve Berekâtüh. es-Selâmü aleynâ ve alâ ibadilla-hı's-Sâlihîn. Eşhedü en lâ ilahe illâ-Allah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve Resûlüh (F)." İlk oturuşta  bundan başka bir şey okunmaz.
81 - Tahiyyât bitince "Allahü Ekber" diyerek kıyama kalkılır. Son iki rekâtta sadece "Fatiha" okunur.
82- Namazın sonunda oturulup "tahiyyât" okunur. Hz. Peygambere "Salâtü selâm" getirilir; Kur'an sözlerine benzeyen ve seçilmiş dualardan istenenler okunur.
Sonra, evvelâ sağa, sonra sola selâm verilerek her ikisinde de "Es Selâmü aleyküm ve Rahmetullah" denilip.

--------

Vitir Namazı


83 - Vitir namazı, vaciptir (SMF). Akşam namazı gibi üç rek'âttir (F). Rekâtlar arasında selâm verilmez ve her rekâtta "Fatiha" ile bera­ber ilâve sure okunur. Üçüncü rekâtta rükûdan önce (F) kunût yapılır: Eller (Başlangıçta olduğu gibi) yukarı kaldırılır ve "Tekbir" alınır. Sonra kunût duaları okunur. Vitirden başka hiç bir namazda kunût yapılmaz.


--------

KIRAAT


84 – Kıraat: Farz namazların ilk iki rekâtında farz, son iki rekâtında sünnettir (F). Farz namazların son iki rekâtında kıraat yeri­ne Allah Tâlâyı tespihte bulunacak olursa caizdir.
85 - Kıraatin farz olan miktarı, her rekâtta bir ayet okumaktır [13] (SMF). Fatiha okumak, bir sure veya üç ayet okumak ise vaciptir.
86 - Sabah ve öğle namazlarında "Hucurât" sûresinden "Buruç" sûresinin sonuna kadar olan sûrelerden birini okumak, ikindi ve yatsı namazlarında "Târik" sûresinden "Lem yekün"ün sonuna kadar olan sûrelerden birini, akşamda da "Lem yekün"dan sonra gelenlerden birini okumak sünnettir. Zaruret halinde ve yolculukta duruma uygun olanı okumak sünettendir.
Namazlardan herhangi biri için Kuran’dan herhangi bir yer tayin edilemez. Tayin olunması mekruhtur.                                                                                                                                                  

--------

Cemaatla Namaz


87 - Cemaatla namaz kılmak müekked sünnettir.
88 - İnsanlara imam olmaya en ehliyetli kimse;
Sırası İle;
 a) Sünneti en iyi bilenidir.
 b) En iyi okuyanı,
 c) En takva sahibi ola­nı,
 d) En yaşlı olanı,
 e) Ahlâkı en güzel olanı ve daha sonra da,
 f) Yüz iti­barı ile en güzel olanıdır.

89 - İmamın namazı uzatması doğru değildir.
90 - Kölenin (F), bedevinin, körün, fâsıkın, zinadan doğanın, bid'at sahibinin imam olmaları mekruhtur. Fakat bunların arkala­rında namaz kılınması da caizdir. Kadınların ve âkil baliğ olmayan ço­cukların (F) erkeklere imamlık yapması caiz olmaz.
91 - İmama uyan tek kişi ise imamın sağ tarafında, iki kişi veya da­ha çok iseler arkasında dururlar.
92 - Cemaatla namaz kılarken önce erkekler, sonra erkek çocuklar, sonra hunsalar ve en arkada da kadınlar saf tutar. İmam, kadınlara da imam olduğuna niyet etmedikçe kadının imama uyması sahih olamayacağından erkekle aynı hizada olmanın hükmü cereyan etmez. Kadın ile aynı namazı kılarlarken kadın, erkeğin yanına durmuş olsa, erkeğin na­mazı bozulur (F).
93 - Kadınların cemaate gelmeleri ve kendi aralarında cemaatle namaz kılmaları mekruhtur. Eğer kendi aralarında cemaatle namaz kı­larlarsa içlerinden imam olan öne geçmeyip ilk safın ortasında durur.
94 - Bir Özrü bulunanın (F) özrü olmayana, Kur'an okumayı bilmeyenin bilene, çıplak olanın giyinmiş (F) olana, rükû ve secdeyi tam yapa­nın ima ile kılana ve sünnet kılanın farz namaz kılana (F) imamlığı caiz değildir. Bir farz namazı kılan başka bir farz namazı kılana da imamlık yapamaz (F).
Abdesti olanın (M) teyemmümlü olana, abdestte ayaklarını yıka­mış olanın mesh etmiş olana, ayakta namaz kılanın (M) oturarak kıla­na, sünneti kılanın farzı kılana uyması caizdir.
İmamın, kendisine abdestsiz namaz kıldırdığını bilen namazını ye­niden kılar (F).
95 - İmam şaşırınca cemaatten biri önünü açar; hatırlatır. Fakat imamdan başkasının önünü açarsa namazı bozulur. İmam namazda hiç Kur'an okuyamazsa başkasını öne çeker, bu caizdir (SM). İmam sabah namazında kunût yaparsa cemaat bir şey okumayıp susar (SF).
96 - Namazda mekruh olan işler:
1) Elbise ile oynamak,                                                      \.
2) Parmakları çıtlatmak,
3) Elleri böğrüne koymak,
4) Erkeklerin uzun saçlarını kadınlar gibi toplayıp tepelerinde bağ­lamaları veya iki örgü haline getirmeleri ve bu kıyafetleri ile namaz kıl­maları,
5) Elbiseyi omuza alarak yanlardan sarkıtmak,
6) Köpek oturuşu gibi oturmak,
7) Sağa, sola dönmek, bakınmak,
8) Özürsüz bağdaş kurmak,
9) Zaruret olmadan çakıl taşlarını düzeltmek,
10) Eli ile (F) veya dili ile selâm almak,
11) Esnemek, gerinmek,
12) Gözleri yummak,
13) Tespih ve ayetleri saymak.


Namazda İken Abdestin Bozulması

98 - Namazda iken abdesti bozulan hemen abdest alıp geri kalan kısmını tamamlar (F). Fakat yeniden başlaması daha iyi olur.
İmamın abdesti
Geçmiş Namazları Kaza Etmek
Ve Tertibin Düşmesi

100 - Geçmiş namazlar, hatırlandıkları zaman hazarda veya sefer­de geçtiklerine göre kaza edilirler [14].
101  Geçmiş namaz, vakit namazından önce kaza edilir. Ancak za­manın azlığından, vakit namazının geçmesinden korkulursa önce vak­tin namazı kılınır.
102 - Geçmiş namazlar kaza edilirken Tertibe, yâni sıraya göre kaza edilirler. Tertip: Unutmak, vakit namazının geçme korkusu ve beş vakit namazdan fazla namazın kazaya kalması ile bozulur. Tertip bozulunca da bir daha geriye gelmez.                                                    
103 - Geçmiş namazlardan kaza edilecek olanlar, beş vaktin farzla­rı ve vitir namazıdır. Sabah namazının sünneti farzı ile beraber kazaya kalmışsa kaza edilir. Öğle namazının ilk sünneti de kendi vakti içerisin­de farzdan sonra kaza edilir.

--------

SÜNNET NAMAZLAR


104 - Hz. Peygamber buyurur: "Kim gecede, gündüzünde on iki rekât sünnet namaza devam ederse, Allah Teâlâ cennette onun için bir ev yapar."
Bunlar şu müekked sünnetlerdir:
1) Sabah namazından önce 2,             ,       .
2) Öğle namazından önce 4, sonra 2,
3) Akşam namazından sonra 2,
4) Yatsı namazından sonra 2,
Olmak üzere,  toplam 12 rekâttır.

------- 

105 - Müstehab Olanlar

 a) Öğle namazının son iki rekâtını, 4 rekât kılmak,
 b) İkindinin far­zından önce 4 rekât,
 c) Akşamın farzından sonra 6 rekât,
 d) Yatsının far­zından önce 4 ve farzından sonraki 2 rekâtı 4 rekât olarak kılmak müstehaptır.
106 - Cuma'nın farzından Önce 4, farzından sonra da 4 rekât sünnet kılınır (S).
107 - Nafile bir namaza başlamakla onu tamamlamak (F),… bozuldu ise kaza etmek lâzım gelir (F).
108 - Bir kimse nafile bir namaza ayakta başlayıp özrü olmadan oturursa, mekruh olmakla beraber namazı caiz olur (SM).
109 - Gece namazlarında; iki, dört, altı (SMF) veya sekiz rekâtta bir selâm verilir. Bir selâm ile bundan fazla kılmak mekruhtur. Gündüz ise iki veya dört (F) rekâtta bir selâm verilir. Böyle olmakla beraber, hem gece ve hem de gündüz namazlarında dört rekâtta bir selâm vermek da­ha iyidir. Gündüzleyin bir selâm ile dört rekâttan fazla kılmak olmaz.
110 - Kıyamın uzun olması secdelerin çok olmasından daha üstün­dür. Sünnet namazların her rekâtında kıraat vaciptir.

------- 

TERAVİH


111 - Teravih namazı, müekked sünnettir. Ramazan gecelerinde, cemaatin, yatsı namazından sonra toplanarak cemaatle beş terviha [15],  (20 rekât teravih) kılmaları gerekmektedir. Her tervîha dört rekâttır ve ikişer rekâtta bir selâm verilir. Her dört rekâttan sonra dört rekâtlık bir namazı kılacak kadar oturulur. Teravih bitince de yine bu kadar müd­det oturulur ve sonra imam cemaate vitir namazı kıldırır. Vitir namazı sadece Ramazan ayında cemaatle kılınır.
112 - Teravihin vakti, yatsıdan fecrin doğumuna kadar geçen za­mandır. Ayakta kılmaya güç varken oturarak kılmak mekruhtur.
113 - Teravih namazını hatim ile kıldırmak, yani bütün ramazanda teravihlerde bir defa Kur-'an'ı hatm etmek sünnettir.
114 - Bütün sünnetleri evde, fakat teravihi camide kılmak efdaldir.


Küsuf - (Güneş tutulması) ve
Husuf - (Ay tutulması) namazı

115 - Güneşin tutulmasından dolayı kılınan namaz iki rekâttır ve sünnet namaz gibi kılınır (F). Bu namazı cuma namazını kıldıran imam cemaatle kıldırır. Yalnız imam içinden okur (F) ve hutbesi de yoktur (F).
Eğer, cumayı kıldırmaya izinli imam yoksa herkes münferiden iki veya dört rekât olarak kılar. Namazdan sonra da güneş açılıncaya kadar duâ eder.
116 - Ay tutulunca, herkes kendi başına (F) namaz kılar. Zindan çökmesi, kasırga ve düşman korkusundan dolayı kılınan namazlar da ay tutulması namazı gibi münferiden kılınır.

--------

İstiska Namazı [16]        

                                  
117 - Allah Teâlânın, yağmur yağdırması için kılınan ve "İstiska" adını alan bir namaz yoktur (FSM). "İstiska"dan gaye, dua ve Allah Tealâ’dan af dilemektir. Ancak insanlar yalnız başlarına namaz kılar­larsa bu da iyi olur.
Müslümanlarla beraber bu yağmur duasına Zimmîler (Müslümanların idaresi altında yaşayan gayrı Müslimler) çıkmamalıdır.

--------

Sehv  (Yanılma) Secdesi


118 - Namazda yanlışlık eseri olarak vacibi terk etmekten dolayı namazın sonunda selâm verildikten sonra (P) iki secde daha yapılır, ye­niden oturulup "tahiyyât" ve "salât’lar okunup selâm verilir.
119 - Namazın rükünlerinden (rükû, secde, kıyam ve oturmak gibi) birini fazla yapan kimseye yahut sessiz okuması gereken yerde sesli okuyan veya bunun aksini (F) yapan imama sehiv secdesi yapmak vacip olur.
120 - Namazın (tekbir ve tespihleri gibi sünnet olan) bir zikrini terk etmekle sehiv secdesi gerekmez.
121 - Kıraati, birinci ve ikinci oturuştaki tahiyyâtları, vitir namazındaki kunûtu ve bayram namazlarındaki tekbirleri (F) terk etmek se­hiv secdesini yapmayı lüzumlu kılar.
122 -  Rükû’da veya oturuşlarda Kur'an okuyan sehiv secdesi yapar. Fakat kıyamda veya rükû’da tahiyyâtı okuyan sehiv secdesi yapmaz.
123 - İki veya daha çok hata yapanlar hepsi için bir sehiv secdesi yaparlar.
124 - İmam yanılırsa sehiv secdesi yapar ve cemaatte ona uyar. İmam secde etmeyince ona uyan cemaatte secde etmez (F). İmama uyan yanılırsa, ne imam ve ne de kendisi sehiv secdesi yapar.
125 - Cemaate sonradan katılan imamla birlikde sehiv secdesi ya­par ve sonra kalkıp kılamadığı rekâtları kılar.
126 - Birinci oturuşu terk ettiğini kalkarken hatırlayan, eğer tam kalkmamış ve oturuşa daha yakın ise hemen oturur, tahiyyâtı okur. Fakat hemen hemen doğrulmuş ise bir daha geri dönmez ve sonunda se­hiv secdesi yapar.
127 - Son oturuşta yanılıp kıyama kalkan, kalktığı rekâtın secdesi­ne gitmedikçe geriye döner. Secdesine gitmişse ona altıncı bir rekât da­ha katar (F) ve böylece bu namaz nafileye çevrilmiş olur.
128 - İkinci oturuşta, "tahiyyât" okuyacak miktar oturur ve sonra beşinci rekâta kalkarsa geri döner, selâm verir. Beşinci rekâtın secdesi­ni yaparsa farzı tamamlanmış olur ve altıncı bir rekât daha ilâve eder ve sonunda sehiv secdesi yapar. Son iki rekât fazlalık, nafile olur.
129 - Kaç rekât kıldığında şüpheye düşen kimseye böyle bir şüphe ilk geliyorsa namazı yeniden kılar (F). Fakat bu iş onun başına çok kere­ler gelmişse kanaatine göre hareket eder (F). Hiçbir şeye karar vere­mezse en azına göre namazını tamamlar.

--------

Tilâvet Secdeleri


130 - Secde ayetini hem okuyana ve hem de dinleyene tilâvet secdesi yapmak vaciptir (F).
131 - Secde Ayetleri Şu Yerlerde Bulunur:
Kuran-ı Kerim’de 14 surede secde ayeti bulunmaktadır. Bu Sureler:
1. Araf (sonunda), 2. Ra'd, 3. Nahl, 4. Benî İsrail (İsra), 5. Meryem 6. Hac, 7. Furkan, 8. Neml, 9. Elîf lâm mîm tenzil, 10. Sâd, 11. Hamîmu's-secde – 12. Necim (sonunda), 13. înşikak, 14. A'lak (sonunda) sûreleridir[17].
132 - Tilâvet secdesinin şartları namazın şartları gibidir ve hemen secde edilmemişse sonradan kaza edilir. (F) cemaat da onu takip eder. Fakat imama uyanlardan biri secde ayetini okursa ne imam ve ne de ce­maat secde yapar (M).
133 - İmam, namazda secde ayetini okuyunca secde yapar. İmamın okuduğu secde ayetini namazda olmayan biri işitirse secde yapması icap eder. Namazdaki kimse, kendisi ile beraber namaz kılmayan birisinden secde ayetini işitirse namazını bitirdikten sonra secde yapar.
134 - Namazda secde ayetini okuyup namaz içinde tilâvet secdesini yapmayandan bu secde kalkar.
135 - Aynı yerde bir secde ayetini birden fazla okuyana bir secde yapması yeterlidir.
136 - Secde yapmak isteyen, önce (ellerini kaldırmadan) tekbir alır (F) ve secdeye gider, sonra tekrar tekbir alarak secdeden kalkar [18] 

--------

Hastanın Namazı


137 - Bir hasta ayakta durmaya kudreti yoksa veya ayakta namaz kılınca hastalığının çoğalmasından korkarsa namazını oturarak kılar, secde ve rükûunu yapar. Secde ve rükû yapmaya da gücü yoksa ima ile namaz kılar [19] .
.Oturmaya da gücü olmayan hasta, ayakları kıble istikametine gel­mek üzere arka üstü (F) veya yan yatarak namazını ima ile kılar.
.Hasta, üzerine secde etmek için bir şeyi başına doğru kaldırıp üzerine secde ederse, başını rükû için eğdiğinden daha fazla eğmiş ise caiz olur, eğmemişse caiz olmaz.
.Bir hastanın rükû ve secde yapmaya gücü yetmediği halde ayakta durmaya gücü yeterse namazını oturarak, ima ile kılar (F).

138 - Başı ile îma suretiyle namaz kılamayacak kadar hasta olanlar namazlarını tehir ederler. Göz (ZF), kalp ve kaşları (ZF) ile îma yapmaz­lar.
139 - Namazının bir kısmını ayakta kılıp sonra ayakta durmaya ta­kati kalmayan, namaza başlamadan önce âciz olan gibidir [20].
140 - İma ile namaz kılan, sonra rükû ve secde yapmaya güç bulursa namazını bozup yeniden kılar (Z.F).
141 - Deliren yahut bayılan bir kimsenin üzerinden beş vakit na­maz geçmişse onları kaza eder (F). Geçen namazlar beşten fazla ise üze­rinden düşerler, kazaları yapılmaz.

--------

Yolcu Namazı


142 - Dört rekâtlı her namaz yolcuya iki rekât olarak (F) farzdır.
143 - Bir kimse deve yürüyüşü ile ve yaya üç gün üç gecelik (Orta­lama 90 km. - Mütercim) bir yolu kastederek şehrin evlerinden ayrı­lınca yolcu olur. 
144 - Dağlık bölgelerde kendisine uygun bir yürüyüşe, denizde de mutedil bir havada ki (yelkenli) yürüyüşüne itibar edilir.
145 - Bir yolcu, oturduğu şehre gelinceye kadar yolcu olduğu gibi; gittiği şehir veya köyde 15 gün (F) kalmaya niyeti olmadıkça yolcu olur. Bundan dolayı 15 günden az kalmaya niyet edip orada kalması uzayıp 15 günü aşsa da o kimsenin yolculuğu devam eder.
146 - Asker, köle ve aile gibi başkasına uymaya, itaata mecbur olanlar, komutan ve efendilerinin yolcu olması ile yolcu olurlar. Aynı şe­kilde mukîm olması ile de mukîm olurlar.
147 - Yolcu gittiği yerde niyetle yolculuktan çıkıp mukim olabilir. Fakat asker, düşman yurduna girer veya bir yeri kuşatırsa orada niyeti ile seferi olmaktan çıkamaz.
148 - Göçebelerin bir arazide ikamete niyetleri sahihtir.
149 - Bir kimse iki ayrı yerde ikamete niyet ederse bu sahih olmaz. Ancak hangisinde geceleyecekse, oradaki ikameti sahih olur.
150 Bir namaz, vaktinin sonuna doğru yolculuğa çıkan, o namazı yolculuğa göre iki rekât kılar. Yine bir vaktin sonuna doğru yolculuğu sona eren o namazını tam olarak kılar. Farzdaki bu değişiklikte son vak­te itibar edilir.
151 - Misafir, vaktin haricindeki bir namazda mukime uymaz.[21] Eğer misafir vakit içinde misafir olmayana uyarsa namazım tam olarak kılar.
152 - Misafir olan mukim olana, imamlık yapınca, iki rekâtta selâm verir ve mukim olan namazını dörde tamamlar
153 -Asilerle (F) asi olmayanlar ruhsatlarda eşittirler.

--------

Cuma Namazı [22]


154 - Cuma

1) Hür,
2) Sıhhatli,
3) Şehirlerde oturan erkeklere farzdır.
Cuma ancak şehirlerde (F) yahut şehirlerin yakınlarında hazırlan­mış namazgâhlarda kılınır. Kasaba halkı camilerinin en büyüğünde toplandıkları zaman cami almazsa böyle yerlere şehir adı verilir.  
155 - Cumayı devlet başkanı veya onun vekili (F) kıldırır.
156 - Cumanın vakti, öğle namazının vaktidir.
157 - Hutbesiz cuma caiz olmaz. İmam iki hutbe okur ve ikisinin arasını az bir oturuşla ayırır. Hutbede sadece (El-hamdu Lillah ve Sübhanellah gibi) Allah’ı zikretmekle yetinse caiz olur (F.S.M).
Hutbenin, ayakta ve abdestli olarak okunması daha üstündür. Fa­kat oturarak veya abdestsiz okunması da caizdir.
158 - Hutbe okunurken cemaatin orada bulunması şarttır [23]
159 - Kendisine cuma namazı farz olmayan birisi cumayı kılarsa bu öğle namazı yerine geçer. Böyle bir kimsenin Cumayı kıldırması da caiz­dir. Özrü olmayan birisinin cumayı kılmayıp, öğle namazını kılması mek­ruh olmakla beraber caizdir (Z). Fakat bu kimse öğle namazım kıldıktan sonra cuma namazını da kılmak için camiye gitmeye kalkışsa kıldığı öğ­le namazı bâtıl olur (SM) [24].
160 - Özürlü olanların şehir içinde cuma günü cemaat, olarak öğle namazını kılmaları mekruhtur.
161 -Cuma günü imanı hutbeye çıkınca cemaat ona döner. Hiç kim­se konuşmaz ve herkes hutbeyi dinler. İmam  hutbe okurken namaz kıl­mak mekruhtur. İlk ezan okunurken cemaat camiye doğru yol alır.
162 - İmam hutbeye çıkınca oturur. Müezzin cami içinde ikinci eza­nı okur. Hutbe tamamlanınca cemaat ile cuma namazı kılınır. 

--------

Bayram Namazları


163 - Cuma namazı farz olanlara bayram namazını kılmak vacip­tir. Cuma namazının kılınabilmesi için var olması lâzım gelen şartlar aynen bayram namazının kılınabilmesinin de şartlarıdır [25]. Ancak cuma hutbesi farz iken bayram hutbeleri sünnettir.
164 - Ramazan bayramı sabahında yıkanmış olmak, dişleri fırçala­mak, en güzel elbiseleri giymek, güzel kokular sürünmek, tatlı bir şey (meselâ hurma, üzüm ve bunlara benzer şeyleri) yemek, o gün Fıtır sada­kasını vermiş olarak camiye gitmek müstehaptır.
165 - Bayram namazının vakti; güneşin (bir veya iki mızrak boyu) yükselmesinden başlar, zeval vaktine kadar devam eder.
166 - Bayram namazı iki rekâttır ve imam ile kılınır. Önce başlama tekbiri alınır*. Arkasından üç (F) tekbir daha alınır. Sonra Fatiha ve ilâve sûre okunur. Tekbir alınarak rükûa gidilir. İkinci rekâta kıraat (Fatiha ve ilâve sure) ile başlanır (F). Kıraat bitince üç tekbir alınır, dör­düncü tekbir ile rukûa varılır. Birinci rekâtın başında alınan üç fazla tekbir ile ikinci rekâtın sonunda alınan üç tekbirde de eller yukarıya kaldırılır.
167 - Namazdan sonra hutbe okunur. Bu hutbe de iki kısımdan meydana gelmiştir. Her ikisinde de halka Sadaka-i Fıtır anlatılır.
168 - Güneş zeval vaktine geldikten sonra, ay görünürse bayram na­mazı ertesi gün kılınır. Ondan sonra da artık bir daha namaz kılınmaz.
Kurban bayramında yapılması müstehap olanlar:
169 - Ramazan Bayramında yapılması müstehab olan şeyler kur­ban bayramında da müstehaptır. Ancak kurbanda namazdan önce bir şey yememek, camiye giderken yolda tekbir getirmek de müstehaptır.
170 - Kurban Bayramı namazı da aynen Ramazan bayram namazı gibi kılınır. Yine namazdan sonra iki kısım halinde hutbe okunur ve bu hutbelerde halka, kurban ve teşrik tekbirlerinden bahsedilir.
171 - Kurban Bayramı namazı birinci gün kılınamamışsa ertesi gün ve o gün de kılınamamışsa daha ertesi gün kılınır. Bu hususta bir maze­ret olmakla olmamak arasında fark yoktur.
172 - Teşrik Tekbirleri Şöyledir: "Allahu Ekber, Allahu Ekber, lâ ilahe illâ-Allahu vallahu Ekber, Allahu Ekber ve Lillâhi'1-hamd" [26]. Bu tekbirler vaciptir ve şehirlerde oturan halk tarafından cemaatle kılınan farz namazların bitiminde Arefe gününün sabah namazından Bayramın birinci günü ikindi namazının sonuna kadar olan sekiz vakitte getirilir. [27] 

--------

Korkulu Durumda Kılınan Namaz


173 - Bu, imamın cemaate, farz bir namazı iki kısım halinde kıldırmasıdır. Halkın bir kısmı düşman karşısında yerlerini alır. Diğer kısım yolcu hükmünde iseler bir rekât, mukim iseler iki rekât, imamla namaz kılarlar. Akşam namazının da önce iki rekâtı kılınır. Sonra birinci kısmı düşman karşısına gider ve oradan ikinci kısım gelir.
Îmam, ikinci kısma namazın geri kalan kısmını kıldırır ve yalnız ba­şına selâm verir. İkinci kısım selâm vermeden doğruca gidip düşman 'karşısındaki yerlerini alırlar.
Birinci kısım gelip "Fatiha" ve "ilâve sure’yi okumadan kendi baş­larına namazlarını tamamlarlar, selâm verip yerlerine giderler.
Tekrar ikinci kısım gelir namazlarını "Fatiha" ve "ilâve sure”yi oku­yarak tamamlarlar. [28]
174 - Gidip gelirken düşmanla vuruşan veya bir vasıtaya binenin namazı bozulur. Harbin şiddetinden korku artarsa herkes bindiği şeyin üstünde tek başına îma ile gücü yettiği tarafa dönerek namazını kılar. Yürüyerek namaz kılmak caiz olmaz.
Yırtıcı hayvanların verdiği korku da düşmanın verdiği korku gibi­dir.

Kabe'de Kılınan Namaz


175 - Namazın farzını, sünnetini, Kabe'nin içinde ve üstünde kıl­mak caizdir. İmam Kabe içinde namaz kıldırırken ona uyanlar Kabe et­rafında halka olurlarsa caiz olur. İmamın yanında yer almaları da caiz­dir. Ancak imamın önüne geçerek arkalarını ona doğru çevirmiş olma­malıdırlar.
îmam "Mescid-i Haram"da namaza durunca cemaat "Kâbe"nin et­rafında halka olur ve imam ile birlikte namazlarını kılarlar

--------

DİPNOTLAR VE AÇIKLAMALAR

[1] Taharet: Muti ak temizlik demektir. Dinde ise pis olan şeylerden temizlenmektir. Vuzû; (abdest) güzel ve parlak anlamındadır. Dinde ise, belli bir takım uzuvları yıkamak ve mesh etmektir. Bunda lügat mânâsı da bulunur. Çünkü yıkanan ve mesh olan uzuvlar abdestle güzelleşir. Gasil (yıkamak) lügâtte, su akıtmaktır. Mesh de isabet anlamındadır.
TAHARET: Lügatte temizlik manasına gelir. Şeriatta ise Hadesden ve pislikten bedeni temizlemektir.
Hükmi taharet: Abdestsizliği ve cünüplüğü gidermektir Buna hadesten taharet denir. Abdest gusül teyemmüm gibi.
Hakiki taharet: Kirli ve pis şeyleri yıkayıp gidermek Buna da necasetten taharet denir(akn).
Abdestin farz olmasının sebebi: Pis ve abdestsiz bulunulduğunda namaz kılınmak istenmesidir. Çünkü Allah Telala "Namaza kalktığınızda yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın. Başınızı mesh edin. Topuklarınıza kadar ayaklarınızı yıkayın”. (Maide, 6. Ayet)  buyuruyor.
Çöven: Sabun otu olarakta bilinir.Çöven otu kökü ve dalları, çöven otu suyu sabun katılmış gibi köpüren, kir temizleyici bir bitkidir. Helvacılıkta, ağdayı ağartmak için de kullanılır. Kökü, büyük ve kalındır. Dışı, hafif kırmızımtıraktır. çöven otu çiçeği pembe, beyaz olup, salkım şeklindedir. Köklerin dövülmesinden çöven elde edilir.
Zağferan: (Safran) süsengiller familyasından, sonbaharda çiçek açan, 20–30 cm boyunda, çiğdem cinsinden soğanlı bir kültür bitkisi. Yarım kilogram safran 80.000 çiçekten çıkarılabilir. Kendi ağırlığının 100.000 katı suyu sarı renge boyar.(akn)
Nifas: Doğum yapan kadının rahminden gelen kanamaya denir. Buna loğusalık hali, böyle kadına da loğusa denir. (akn)
[2] Kahkaha: Yandakinin işiteceği kadar gülmektir. Bu hem namazı ve hem de abdesti bozar. Bir insanın kendisinin duyabileceği kadar gülmesine "dahk" denilir. Bu sadece namazı bozar. Tebessüm ise onu ne sahibi duyar ne de başkası ve bunun bir hükmü yoktur.
[3] imam Muhammed'e göre: Meni ne suretle çıkarsa çıksın onun çıkışı guslü gerektirir.
[4] Çok Su: En azından on arşın uzunluğunda ve genişliğinde olan bir havuzun suyuna denilir "Eğer uzunluğu, genişliğine ilâve edilince yine 10x10 oluyorsa, o da çok su sayılır. Akarsular da çok sudur. Ayrıca, bir havuzun çok su sayılabilmesi için avuçla alındığında dibinin açılmaması lâzımdır. Böyle olmayan sulara ise: "Az Su" denilir
[5] Örnek:  Burnu kanayan bir insanın, bir namaz vakti çıkıncaya kadar abdest alıp namaz kılabilecek kadar bir müddet olsun kanı durmazsa o adam özürlü insandır. (Naşir).

Teyemmüm:  Su bulunmadığı veya bulunup da özür sebebiyle kullanmak mümkün olmadığı durumlarda, temiz toprak veya taş, kum, kerpiç gibi toprak cinsinden bir şey ile abdestsizliği veya cünüplüğü gidermek için, elleri toprağa sürüp (niyetten sonra) yüzü ve kolları mesh etmektir.
Teyemmüm, lügatte, mutlak kasıt manasınadır. Dinde ise, temiz olan yer­yüzüne yönelmek ve onu Allah Telalaya yaklaşmayı sağlamak için kendine mahsus surette kullanmaktır.
[6] Salât: Kelime olarak dua mânasını taşır. Bir ayette;  "onlara dua et" (Tövbe, a: 103) buyurmuştur. Istılahta ise;  tayin edilmiş vakitlerde kendine mahsus şartları ile muayyen zikri ve erkânı olan bir ibadetin adıdır. Kitap sünnet ve icma ile sabit, farz bir ibadettir. Kur'an'da "Namaz Müslümanlar üzerine, vakitleri belli bir farz olmuştur." (Nisa, a: 103) denilir. Hz. Peygamber de:  "İslâm beş temel üzerine kurulmuştur; Allah’tan başka Allah olmadığına, Muhammed (S.A.V) in Onun peygamberi olduğuna şahadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, hacca gitmek, ramazan orucunu tutmak" {Buharî, iman 1-2) buyurmuştur.
Kaim: Ayakta duran, kıyamda bulunan
[7] Zeval: Güneşin doğumundan batışına kadar geçen zamanın tam yansı kat edi­lerek güneşin ortaya gelmiş olmasıdır.
[8] Fey-i Zeval:  Güneş, tam zeval vaktinde iken yere düşen gölgedir. Gölgenin batı istikametinden doğu istikametine dönmekte olduğu an. Bu andaki gölgenin boyu hariç tutularak; her şeyin gölgesinin iki misline ulaşması ile öğle namazının vakti biter. Misal: 1 metre boyundaki cismin gölgesi zeval anında yarım  metre olursa ( yarım metreden hariç), o şeyin gölgesi iki misline ulaşınca, yâni gölgenin boyu 2,5 m. olduğunda öğle namazı vakti bitip ikindinin vakti girer. Yer ve zamana göre, zeval anında, cismin gölgesi hiç olmayabilir. Ömer N.
(9) Ezan: Lügatte i'lâm ve bildirim anlamındadır. Kuran'da bu mâna kast olunarak: "Allah ve resulü tarafından bir ilâmdır" (Tövbe, a: 3) denilir. Istılahta ise; "Kendine mahsus sıfatına göre, seçilmiş belli sözlerle namazın vakitlerini bildirmektir." Ezan kuvvetli bir sünnettir.
İmam Ebû Hanife der ki: "Bir topluluk ki şehirde; ezansız ve ikametsiz na­maz lalar onlar sünnete karşı gelmiş ve günahkâr olmuşlardır." imam Muhammed’in şu sözüne bakarak ezanın vacip olduğunu söyleyenler de vardır. "Bir belde hal­kı ezanı terk etmekte birleşirse onlarla hârb edilir." Bu iş, ancak onun vacip oldu­ğuna göre yapılabilir. Bu iki hüküm birleştirilince ortaya; sünneti müekkedenin terkin­den, vacibin terki gibi günah kazanılacağı neticesi çıkar. Onun terk edilmesine karşı sa­vaşılır. Çünkü ezan Islâmın bir şiarı ve özelliğidir.
[10] Sahih olan görüşe göre ayaklar da avret yerlerinden değildir.
[11] Düşmandan yırtıcı hayvanlardan, denize düşüp boğulmak v.s.den korkanlar.
[12] "Sübhaneke" de okunmaz.
[13] İmam Muhammed ve Ebû Yusuf a göre: Üç kısa âyet veya bu üç kısa âyet kadar bir uzun ayet okumak farzdır.
[14] Yolcu iken geçirilen namazlar yolculuk bittikten sonra kaza edilirken, dört rekatlı namazlar, iki rekât olarak kaza edilir.
[15] Tervîha: Dört rekâta bir tervîha denilir. Çoğulu teravih gelir. Buna göre beş tervîha 20 rekât eder.
[16]  Bir ayette:  "Dedim ki; gelin  Rabbinizin bağışlamasını isteyin  Çünkü O affı çok bir bağışlayıcıdır. Bol hayır (yağmur) ile göğü üzerinize salsın." (Nûh, a: 10-11). 
Başka bir ayette de "Ey kavmim Rabbinizden mağfiret (bağışlanma) isteyin. Sonra yine ona tövbe (ve rücu – dönün, müracaat) edin ki, üstünüze göğün bereketini bol bol indirsin. Ve sizin kuvvetinize kuvvet katarak artırsın. Gelin günahkâr olarak dönüp gitmeyin (günahkârlar olarak yüz çevirmeyin)". der. (Hûd, a: 52).
[17] Bu Hz. Osman (R.A.) mushafına göredir.
[18] Böylece tilâvet secdesi bir secdeden ibaret olmuş oluyor. Bunun tekbirinde elleri kaldırmak, oturarak tahiyyât okumak ve selâm vermek yoktur.
[19] İma: Rükû ve secdeye işaret olmak üzere başı eğmektir.

[20] Yani oturarak kılmaya gücü yeterse oturarak tamamlar. Ancak yatarak ima ile kılmaya gücü varsa yatarak tamamlar.
(21) Yani her ikisinin de namazları kazaya kaldığında yolcu olan olmayana uyamaz.
[22] Cuma namazı farzı ayındır. Meşru bir Özür olmadıkça terk edilmesi katiyetle caiz değildir. Kur'an'da "Ey Müslümanlar cuma günü namaza çağırıldığınız da Allahın zikrine koşun, alış verişi bırakın" buyrulmuştur. (Cuma, a: 9). Allahın bu emri gereğince cuma saatinde alış verişe son verilir.
[23] İmam Ebû Hanife'ye göre imamdan ayrı üç, Imameyne göre ise iki kişinin bulunması şarttır.
[24] imam Züfer, özürsüz olarak cuma yerine, öğle namazı kılmanın caiz olmadığını söyler.
İmameyne göre öğle namazın kıldıktan sonra cuma namazına giden,??? cumaya başladıkça öğle namazı batıl olmaz, imam Ebû Hanife'ye göre bu kimse cumaya yetişemezse yeniden öğleyi kılar.
[25] Yani bunu da devlet reisi veya onun vekili kıldırır, imamdan başka üç, diğer görüşte iki kişilik bir cemaatin bulunması ve vakti içinde kılınması gereklidir. Şehir olan yerde kılınır v.s.

*Burada, Sübhaneke okunur. (Naşir)

[26] Manası: "Allah yücedir. Allah yücedir. O'ndan başka ilâh yoktur. Allah yücedir, Allah yücedir. Hamd Allaha mahsustur."
[27] Bu İmam-ı Azam' a göredir. Imameyne göre, arefe gününün sabahından bayramın dördüncü gününün ikindisine kadar olan 23 vakitte teşrik tekbirleri al­mak, ister cemaatle, ister münferiden kılınsın, kadın, erkek, şehirli, köylü, mukîm, yolcu herkese vaciptir.
[28] Bu namazın kılınma tarzı Nisa sûresi ayet 102'de anlatılmaktadır.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder