İÇİNDEKİLER
1.
TAHARET(TEMİZLENME - ABDEST)
2. GUSÜL (BOY
ABDESTİ)
3. ARTIKLARIN
HÜKMÜ
4. TEYEMMÜM
5. TEYEMMÜMÜ
GEREKTİREN SEBEPLER
6. TEYEMMÜM
ŞÖYLE YAPILIR
7. TEYEMMÜMÜ
BOZAN ŞEYLER
8. MESTLER
ÜZERİNE MESH
9. MESHİ
BOZAN ŞEYLER
10. HAYZ
= AYBAŞI HÂLİ
11. KAN
ÜÇ ÇEŞİTTİR
12. NİFAS - LOHUSAHK
13. PİSLİKLER
VE TEMİZLENMESİ
14. İSTİNCA
15. SALÂT
(NAMAZ)
16. NAMAZ
VAKİTLERİ
17. EZAN
18. VİTİR
NAMAZI
19.
KIRAAT
20. CEMAATLA
NAMAZ
21. SÜNNET NAMAZLAR
22. MÜSTEHAB OLANLAR
23. TERAVİH
24. KUSUF – HUSUF
25. İSTİSKA
NAMAZI
26. SEHV -
(YANILMA) SECDESİ
27. TİLÂVET
SECDELERİ
28. HASTANIN
NAMAZI
29. YOLCU
NAMAZI
30. CUMA
NAMAZI
31. BAYRAM
NAMAZLARI
32. KORKULU
DURUMDA KILMAN NAMAZ
33. KABE'DE
KILINAN NAMAZ
----------------
Diğer Fakihlerden Bazılarının
Görüşleri İçin Kullanılan Simgeler
Ebu Yusuf: (S)
Muhammed: (M)
İkisi: İmameyn: (S-M)
Züfer: (Z)
TAHARET
(TEMİZLENME) [1]
ABDEST
1- Abdesti olmayan bir kimse namaz kılmak
istediği zaman abdest alır.
Abdestin farzları
1) Yüzü yıkamak,
2) Dirseklerle beraber kolları yıkamak (Z),
3) Başın dörtte
birini (F) mesh etmek,
4) Topuklarla beraber (Z) ayakları
yıkamaktır.
2 - Abdestin Sünnetleri
1) Uykudan uyanan bir kimsenin ellerini
kaba daldırmadan önce; üç kere bileklerine kadar ellerini yıkaması,
2) Abdeste başlarken besmele çekmek,
3) Dişleri fırçalamak,
4) Üç defa ağzı çalkalamak ve burna su
vermek,
5) Başın hepsini ve iki kulağı aynı su ile
(F) bir defa mesh etmek,
6) Sakal ve parmak aralarını sıvazlamak,
7) Azaları üçer defa yıkamaktır,
3 - Abdestin Müstehapları
1) Abdeste niyet etmek (F),
2) Uzuvları yıkarken sıraya uymak,
3) Sağ uzuvlardan başlamak,
4) Boynu mesh etmek.
4 - Abdesti Bozan Şeyler
1) Ön ve arka yollardan çıkan her şey
abdesti bozar.
2) Ön ve arka yollardan başka vücudun
herhangi bir yerinden
çıkan pis şeyin; yaranın bulunduğu yerden
akması.
3) Ağız dolusu kusuntu (Z). Kusulan kan
veya irin olacak olursa, ağız dolusu olmasa da abdesti bozar (M). Kan;
tükürüğün yarısından fazlasını meydana getiriyorsa (ve ihtiyaten yarısına eşit
ise) abdest bozulur.
4) Yan üstü yatarak, yaslanarak ve bir şeye
dayanarak uyumak.
5) Bayılmak ve delirmek abdesti bozar. Namaz
kılarken; kıyamda (F), rükû'da (F), secdede (F), tahiyyatta (F) uyumak abdesti
bozmaz. Kadına dokunmak, bir insanın kendi tenasül uzvuna el sürmesi de
abdesti bozmaz.
6) Namazda kahkaha(2) (F) atmak.
----
GUSÜL (BOY
ABDESTİ)
5 - Guslün farzları
1) Ağzı iyice çalkalamak (F),
2) Burna iyice su vermek,
3) Bütün bedeni yıkamak.
6 - Sünnetleri
1) Önce elleri ve tenasül uzvunu yıkamak,
2) Vücutta pislikler varsa gidermek,
3) Sonra namaz abdesti almak,
4) Bütün bedene üç defa su dökünmek.
7 - Guslü Gerektiren Şeyler
1) Cinsî temas esnasında tenasül uzvunun,
sünnet yerine kadar ön veya arka tarafta kaybolması (ile hem temas eden ve hem
de kendisine temas edilene gusül abdesti farz olur).
2) Fışkırarak (F), yahut şehvet sureti ile
meninin gelmesi(3),
3) Hayız ve nifasın sona ermesi,
4) Uykudan uyanan kimsenin elbisesinde meni
yahut mezi (S) görmesi.
8 – Cuma ve bayram
için, hacda ihrama girmeden önce yıkanmak sünnettir.
9 - Abdestsiz ve cünüp olanın, kabı olmadan
Mushaf’a dokunması caiz değildir (F). Cünüp olan, Kur'an da okuyamaz. Fakat Allah
Telâyı zikir eder, tespih eder, dua yapar. Zaruret olmadan camiye giremez. Âdet
gören ve nifas halinde olan kadınlar da cünüp olanlar gibidir.
Temizlenmek Ve Abdest Almak İçin Caiz Olan
Şeyler
10 - Yağmur suyu, kaynak ve
kuyu suları gibi kendisi temiz ve başkasını temizleyici sularla, uzun müddet
kalmakla değişseler de temizlik yapılır. Çöven, zağferan ve
sel suları gibi temiz olan şeyler suya karışıp da renk, koku ve tad
vasıflarından biri değişmiş olsa, bunlarla temizlenmek caizdir. İçki, sirke ve
gül suyu gibi mayilerin karışıp galebe ettiği ve kendisinden su tabiatını
(özelliğini) giderdiği su ile temizlik yapılmaz. Bu konuda eczası ile olan
galebeye itibar edilir.
11 - Durgun suyun içine bir
pislik düşerse onunla abdest alınmaz. Ancak her tarafa onar arşın (F)
uzunluğunda bir havuz ise o sudan abdest alınabilir. Akan bir suya bir pislik
düşüp, ondan bir eser görünmezse, bu sudan da abdest
alınır.
12 - Hayvanlardan doğumu sudan olanların
orada ölmeleri ile su bozulmaz (F). Sinek, sivrisinek ve tahtakurusu gibi akıcı
kanı olmayan hayvanların da suda ölmesi onu bozmaz. Bu ikisinden başkası ise suyu
bozar(4).
13 - Kullanılmış sular
abdestsizliği gideremez. Kendisi ile abdest almak (M), yahut Allah'a yaklaşmak
gayesi ile (abdest üzerine abdest almak gibi) bedende kullanılan su, uzuvdan
ayrıldığında kullanılmış su olur.
14 - İnsan mükerrem, domuz
da bizatihi pis olduğundan bu ikisininkinden başka her deri (F) tabaklanınca
temiz olur. Kendi kendine ölen bir hayvanın kılı ve kemikleri temizdir. İnsanın
da kemikleri ve saçları temizdir.
-----
Kuyuların Temizlenmesi
15 - Kuyuya bir pislik düşer ve sonra çıkartılıp
suyu tamamen boşaltılırsa o kuyu temizlenmiş olur.
16 - Sahra kuyularına; deve, koyun, keçi, at
ve sığır tersi (pisliği) düşer ve bakan tarafından bunlar çok görülmezse kuyuyu
kirletmezler. Güvercin ve serçe tersleri (pislikleri) kuyu suyunu bozmazlar (F).
17-Serçe, fare ve bunlara benzer hayvanlar kuyuya
düşüp ölürlerse (şişmemiş ve dağılmamış olunca) kuyudan, 20 kovadan 30 kovaya
kadar su çıkartılınca kuyu temizlenmiş olur.
18 - Güvercin, tavuk vb.
gibisi düşüp ölürse, 40 kovadan 60 kovaya kadar su çıkartılır.
19 - İnsan, koyun ve köpek gibi canlılar;
kuyuya düşüp ölürlerse kuyu tamamen boşaltılır. Kuyuya düşen bir hayvan, şişer
yahut dağılırsa o kuyunun da bütün suyu boşaltılır.
20 - Her kuyu hakkında onun kovası
muteberdir. Bir kuyunun bütün sularını boşaltmak mümkün olmazsa ondan, 200
kovadan 300 kovaya kadar su çıkartılır.
--------
21 - Artıkların
Hükmü
1) İnsan, at ve etleri yenilen hayvanların
artıkları temizdir.
2) Temiz, fakat kullanılması mekruh olan
artıklar: Bunlar da; kedi, serbest gezen tavuk, evlerde yerleşen
hayvanlar (yılan, akrep, fare gibi) ve yırtıcı kuşların artıkları olan
sulardır.
3) Pis olan artıklar: Domuz, köpek ve
yırtıcı hayvanların (F) artığı olan sulardır.
4) Şüpheli olanlar: Eşek (F) ve
katırın artığı olan sulardır. Temiz su bulunmazsa, bu su ile abdest alınır ve
ayrıca da tedbir olarak teyemmüm edilir.
--------
TEYEMMÜM (*)
22 - Teyemmümü Gerektiren
Sebepler
1) Suyun bir mil uzakta olması,
2) Suyu kullanmaya mani hastalık,
3) Soğuk (F),
4) Düşman korkusu,
5) Yanında içeceğinden fazla su
bulunmadığından susuz kalma korkusu veya kuyudan suyu çıkaracak bir kabın
bulunmayışı, ya da, suyu kullanmaya gücü yetmeyenler, toprak ve kum, kireç (FS)
sürme (FS) gibi toprak cinsinden olan bir madde ile teyemmüm ederler.
23 - Teyemmümde, temizlenmeğe veya bir ibadete niyet etmek şarttır.
24 - Abdestsizlik, cünüplük ve hayızdan dolayı yapılan teyemmüm de
aynıdır.
25 - Teyemmüm Şöyle Yapılır
1) Önce kollar abdest alacakmış gibi sıvanır.
Eûzü Besmele çekilir. "Abdestsizlikten veya cünüplükten temizlenmeye"
diyerek niyet edilir.
Sonra parmaklar açılır, ellerin iç kısımları
temiz toprağa veya toprak cinsinden bir şeyin üzerine hafifçe vurularak, önce
ileri sonra geri çekilerek eller, hafifçe birbirine vurularak silkelenir.
Ve yüzün her yeri bu iki elin iç kısımları ile mesh edilir.
Abdestin farz olmasının sebebi teyemmümün de
farz olmasının sebebidir. Caiz olmasının şartı da suyu kullanmazdan aciz
kalmaktır. Çünkü teyemmüm abdestten bedeldir ve onun bulunduğu yerde
meşruiyetini kaybeder.
Teyemmümün caiz olmasının delili: “Eğer
hasta olmuşsanız yahut bir sefer üzerindeyseniz veya içinizden biri
ayakyolundan gelmişse yahut ta, kadınlara dokunmuşsanız ve bu halde su da
bulamamışsanız o vakit tertemiz bir toprakla teyemmüm edin. Binaenaleyh
(niyetle) ondan yüzlerinize ve ellerinize sürün..." (Mâide, a: 6)
2) Eller aynı şekilde tekrar yere
vurulup silkelenir ve her avuç ile diğer kolun arka ve iç tarafı dirseklerle
beraber (F) mesh edilir. Mesh yapılan yerlerin her tarafının tamamen mesh
edilmesi şarttır.
26 -Vakit girmeden (F)
ve suyu aramadan önce (F) teyemmüm etmek caizdir.
27 - Teyemmüm ile namaz kılındıktan sonra su bulunursa namaz iade
edilmez. Namaz ortasında suyu bulacak olursa bu namaz batıl olur. Bunun için
abdestini alır ve yeniden kılar.
28 - Abdest gibi; bir
teyemmüm ile istenildiği kadar namaz kılınır (F). Su ele geçireceğini ümit eden
kimsenin namazını geç kılması da müstehaptır
29 – Eğer abdest alırsa, cenaze namazına yetişemeyeceğinden korkan
kimse, cenaze namazını teyemmüm ile (F) kılar. Bayram namazında da böyle hareket
edilir (F). Fakat Cuma namazının kaçmasından korksa bile yine abdest alır,
Teyemmüm ile kılınması caiz olmaz. Farz bir namazın vaktinin geçmesinden
endişelenmek de Cuma gibidir.
30 - Teyemmümü Bozan Şeyler
1) a. Abdesti bozan şeyler, teyemmümü de
bozar.
b. Suyu elde etmek
ve onu kullanmaya gücü olmak.
31 - Yolcu, yükleri arasında suyunu unutup teyemmüm ile namaz kılarsa,
bir daha namazı iade etmez (FS) Suyu olmayınca arkadaşından su ister. Vermezse
teyemmüm eder. Gücü varsa piyasa fiyatı ile su satın alır. Fahiş fiyatla satın
alması gerekmez.
32 - Hem abdest ve hem de teyemmüm birlikde alınmaz. Yarası olan
vücudunu yıkar, yara yerini yıkamaz ve orasını teyemmüm de etmez.
--------
MESHLER ÜZERİNE MESH
33 - Gusül hariç,
abdest alması gereken kimsenin mesh yapması caizdir. Her iki mestin de tam bir
temizlik üzerine giyilmesi lâzımdır.
34 - Mestler ayakta
iken bozulan abdestlerden sonra; mukim, bir gün bir gece, yolcu ise; üç gün üç
gece mesh yapar. Mesh, el parmakları ile yukarıya doğru bir hat boyunca
yapılır. Farz olanı, elin parmaklarından üçünün miktarı kadardır. Ayak
parmaklarından başlayıp yukarıya doğru gitmek ise sünnettir.
35 - Ayak parmaklarının küçüğü ölçü olmak üzere, üç parmağın
çıkabileceği kadar mest üzerinde bir yırtık olursa mesh caiz olmaz. Her mestin
yırtıkları diğerinden ayrı tutulur.
36 - İçine mest
giyilen çizmeye (F) mesh yapmak caizdir. *Kaim olduğu yahut üzerine deri veya pabuç geçirildiği
takdirde, çoraplar üzerine de mesh yapılır.
37 -
Meshi Bozan Şeyler
1) Abdesti bozan her şey meshi de
bozar.
2) Meshi ayakdan çıkarmak,
3) Müddetin geçmesi: Abdest bulunduğu
halde müddet bitince mestler çıkartılıp sadece ayakların yıkanması yeterli
olur. Ayağın, mestin koncuna kadar çıkmış olması, tamamen çıkması hükmündedir.
38 - Yolcu, mesh yapar ve bir gün bir gece sonra yolculuğu biterse
mestini çıkartır. Bir gün bir geceden önce biterse 24 saati tamamlar. Mukim,
mesh yapar sonra 24 saat dolmadan yolculuğa çıkarsa üç gün üç geceyi tamamlar
(F).
39 - Eldiven, peçe, fes, şapka ve sarık üzerine mesh yapılmaz.
Fakat yaralar üzerindeki sargılara mesh yapmak caizdir. Sargıyı abdest almadan
önce bağlamak da caiz olur ve sargı, yaranın iyi olmasından dolayı düşecek
olursa mesh batıl olup
bozulur.
HAYZ
(Aybaşı Hâli)
(*)
40 - Kan üç çeşittir
I: Hayz: Kadının bulûğa
ermesine vesile olan kana hayz kanı denir. Hayzın en az müddeti üç gün, üç gece
(S), en çoğu on gün (F) on gecedir. Üç günden az gelen kan ile on günden fazla
gelen kan istihaze kanıdır. Hamile kadından gelen kan da istihazedir (F).
41 - İstihaze kanı
oruç tutmaya, namaza ve cinsî temasta bulunmaya mani değildir.
42 - Kadının âdeti
içinde sırf beyaz bir kan gelinceye kadar görmüş olduğu muhtelif renklerdeki
kanlar hayz kanıdır. Hayz müddeti içinde kanın kesilmesi suretiyle araya giren
temizlik devresi hayzdan sayılır.
43 - Hayızlı olan kadından namaz borcu tamamen düşer. Oruç tutması
da haramdır. Yalnız orucunu sonra kaza eder. Hayzlı kadınla cinsî birleşmede
bulunmakta haramdır. Bunu helâl gören dinden çıkmıştır. Böyle durumda kocası
ailesinin belden yukarısı ile faydalanabilir. On günden az bir müddette kan
kesilince yıkanmadıkça cinsî birleşme helâl olmaz. Yahut bir namaz vaktinin
geçmiş olması lâzım gelir. On günü (Z F) tamamlayarak kesilirse yıkanmadan önce
cinsî birleşme caiz olur.
44 - Temizliğin en az
müddeti 15 gündür. En çok müddetinin ise bir sınırı yoktur.
45 – II: İstihaze Kanı Ve Ona Benzeyenler
Kendisinden istihaze kanı gelen kadın, devamlı
sidiğini tutamayan, içi giden, yellenen, burnu kanayan ve yarasının akıntısı
kesilmeyen kimseler, her namaz vakti için abdest alır.
Hayz: Kelime olarak; akmak anlamına gelir. Istılahta ise, muayyen bir müddet içinde,
kendine mahsus yerinden gelen özel bir kandır. Başka bir şey olmadıkça
diledikleri kadar namaz kılarlar (F).
46 - Üzerinde bir namaz vakti olsun, müptelâ olduğu
özür devam eden kişi özürlüdür*.
47 - Kadından on günden fazla kan gelince kadının
belli bir hayz müddeti varsa bu müddeti aşan kan istihaze kanı olur. îstihazeli
olarak bulûğa erip kanı kesilmeyen kadının hayzı (her ay için) on gün (F)
olarak takdir edilir. Geriye kalan 20 gün de istihaze kanı olur.
48 – III: Nifas – Loğusa
Nifas: Doğumdan sonra gelen kandır. En az
müddetinin bir hududu yoktur. En son müddeti 40 gündür. Kan, 40 günü geçince ve
kadında belli bir âdeti var ise o âdetini aşan kan istihaze olur. Kadının
âdeti, yani belli bir gün loğusalık müddeti yoksa loğusalığı 40 gün olur.
49 - İkiz çocuk doğduğunda da, lohusalığın
müddeti ilk çocukla başlar (MZ). Yaradılışının birazı (F) belirmiş düşük çocuk
da tam çocuk hükmündedir.
-----
PİSLİKLER VE
TEMİZLENMESİ
50 - Pislik İkiye Ayrılır
1) Galîza (koyu ve sırf pis)
2) Hafife (pislik derecesi az olan)
Galîza olan pislik, sıvı ise bir el ayasından,
katı ise bir miskalden fazla olunca onunla namaz olmaz. Hafife olan pislik,
elbisenin dörtte birine ulaşınca namaz kılınmaz (F).
51 - İnsan bedeninden çıkan
ve temizlenmesi icap eden şeylerin pisliği galîzadır. Hayvan (SM) ve sığır
pisliği, fare sidiği, yemek yesin veya yemesin kız ve erkek bebeklerin
sidikleri de sırf pisliktir. Meni de pistir (F). Yaş olduğunda yıkamak gerekir.
Kurusunu ise iyice ovalamak kâfidir.
52 - Meste, hayvan tersi (pisliği) gibi
kazınıp giden bir pislik bulaşır da kurursa onu yere sürterek gidermek caizdir
(MZ). Yaş pislik ve şarap gibi kazımak ve sürtmekle gitmeyen şeyler ise ancak
yıkamakla temizlenir. Kılıç ve ayna gibi şeylerden pisliği silmek yeterlidir
(Z).
Yer pislenir ve sonra pislik kaybolursa orada
teyemmüm olmasa da namaz kılmak caiz (Z.F) olur.
53 - Etleri yenilen hayvanların (M) ve atın
sidiği, balığın kanı (F), eşek ve katırın salyası, eti yenilmeyen (SM) kuşların
pisliği hafife cinsindendir. Etleri yenilen kuşların pisliği ise (F)
temizdir. Fakat tavuk ve ehil ördek pislikleri sırf pisliktir. İğne başlan
kadar sidiğin elbiseye sıçraması zarar (F)vermez.
Pisliği Gideren Ve Gidermeyen Şeyler
54 - Su, sirke (MZF) ve gül suyu gibi bütün
temiz olan sıvılarla pislik giderilir.
55 - Görünen bir pisliğin temizlenmesi, onun
tamamen kaybolması ile olur. Fakat tamamını kaybetmek güç olan kalıntı zarar
vermez. Görünmeyen cinsinden olan bir pisliğin temizlenmesi, temizlendiğine kanaat
getirilinceye kadar (F) yıkamakla olur.
Endişeyi ortadan kaldırmak için üç veya yedi
defa yıkamakla temize çıktığına hükmolunur ve her defasında da yıkanan şey
sıkılır. Istincada da böylece hüküm verilir.
İSTİNCA: Küçük veya büyük abdest yaptıktan
sonra temizlenme
56 - Yellenmek hariç, küçük ve büyük
abdestten sonra temizlenmek sünnettir. Taş ve onun yerini tutan diğer şeylerle
temizlenmek caizdir. Yıkamak en iyisidir. Bunlarla pislik tamamen gidinceye
kadar silinir. Pislik, pisliğin çıkış yerine tecavüz edecek olursa ancak
yıkamakla temizlik caiz olur.
57 - Sağ el, kemik, tezek ve yenilen şeylerle
temizlenme yapılmaz. Helada kıbleye karşı dönülmez ve arka da çevrilmez.
--------
SALÂT =
Namaz *
58 - Namaz vakitleri
a) Sabah namazının vakti: Fecrin
doğmasından güneşin doğmasına kadar olan zamandır.
b) Öğlenin vakti: Güneşin zevalinden*
itibaren fey-i zevalden* başka her şeyin gölgesi kendisinin iki misline
(S.M.F) ulaştığı zamana kadar devam eder.
c) ikindinin vakti: İhtilaflı olarak
öğle vaktinin çıkması ile başlar ve güneşin batacağı ana kadar devam eder.
d) Güneş batınca akşam namazının vakti
girer ve şafak kaybolun-
caya kadar sürer.
e) Akşam vaktinin bitimi ile yatsı namazı
vakti başlar ve ikinci fecrin doğumuna kadar devam eder. Vitir namazı da yatsı
namazı vaktinde kılınır. (Ancak yatsı namazının önce kılınması emir olunmuştur).
--------
59 - Namaz Kılmak Müstehap Olan Vakitler
a) Sabah namazının güneş doğmadan önce,
ortalığın iyice aydınlandığı zamanda kılınması (F) müstehaptır.
b) Öğle namazını, yazın havanın biraz
serinlemesine kadar tehir etmek, kışın da ilk vakitlerde kılmak müstehaptır.
c) İkindinin, güneşin değişmesine (gözleri
kamaştıramaz duruma gelmesine) kadar geciktirilmesi, akşam namazında da erken
davranılması daha iyidir.
d) Yatsı namazını, gecenin üçte birine
kadar geciktirmek müstehaptır. Vitir namazının, gecenin sonuna bırakılması
daha iyi olur. Fakat gecenin sonunda uyanacağına güvenemiyorsa, önceden
kılınması gerekir.
e) Bulutlu, sisli havalarda; sabah, Öğle ve
akşam namazlarının geciktirilmesi, ikindi ve yatsının ise hemen kılınmaları
müstehap olur.
------
Namaz Kılmak Caiz Olmayan Zamanlar
60 - Güneş doğarken, batarken ve zeval
vaktinde namaz kılmak, tilâvet secdesi yapmak (F), cenaze namazını kılmak (F)
caiz olmaz. Şu kadar var ki, o günün ikindi namazı güneş batarken de
kılınabilir.
61 - Sabah namazını kıldıktan sonra güneşin
doğumuna kadar, ikindi namazından sonra (F) güneşin batışına kadar ve fecir
doğduktan sonra (sabah namazının iki rekâtından başka) nafile namaz kılınmaz.
Akşam ve bayram namazlarından önce de nafile
namaz (F) kılınmaz. Cuma günü imam hutbeye çıktığı zamanda da sünnet
kılınmaz.
62 - İki namaz ne yolculukla ne de hazarda
tek bir vakit içinde birleştirilemez (F). Arafat'ta öğle ile ikindinin,
Müzdelife'de akşam ile yatsının beraber kılınması bu hükmün dışındadır.
--------
EZAN [9]
63 - Ezanın ne olduğu bellidir. Ezan okurken
önce iki şahadeti alçak sesle okumak ve sonra sesi yükseltmek doğru değildir,
ikamet de ezan gibidir (F). Fazla olarak "felâh"dan
sonra ikamette iki kere "kad kametis - salâh" denilir.
64 - Beş vakit namaz ve cuma için ezan
okumak, ikamet yapmak sünnettir.
Sabah ezanında "felah”tan
sonra iki defa "es-salâtü hayrun min'en nevm" denilir.
65 – Ezan; yavaş yavaş, ikamet
ise; hızlı hızlı okunur. Her ikisinde de kıbleye dönülür. Müezzin ezan
okurken iki parmağını kulaklarına tıkar. Yüzünü; "hayye ale's-salâh" derken
sağa, "hayye ale'l-felâh" derken de, sola
çevirir. Ezanı bitirdikten sonra, (akşam namazı hariç) hemen ikamet etmeyip
biraz oturur. Ezanda name yapmak mekruhtur.
66 - Müezzin "hayye
âle's-Salâh" deyince imam ve cemaat kalkarlar. "Kad
kametı's-salâh" deyince de tekbirlerini alırlar. İmam daha henüz
gelmemişse (veya o müezzin ise) gelinceye kadar cemaat kalkmaz.
67 - Kazaya kalmış namazlar için de ezan
okunur ve ikamet getirilir. Namazın vakti girmeden ezan okunmaz. Müezzin ezan
okurken, ikamet getirirken konuşulmaz. Ezan ve ikamet abdestli olarak okunur.
-------
Namazdan Önce Yapılan İşler
68 - Namazdan Önce yapılması gereken altı
farz vardır
1) Hades: (abdest ve boy abdesti almayı
gerektiren hükmen pis olarak kabul edilen şeyler)den ve necaset = (görünen
pislik) den vücudu temizlemek,
2) Elbiseyi temizlemek,
3) Namaz kılman yeri temizlemek,
4) Avret yerlerini örtmek,
5) Kıbleye dönmek,
6) Namaza niyet
etmek.
. -
69 - Erkeklerin avret yeri;
göbeğin altından diz kapaklarının altına kadardır. Cariyenin avret yeri de
erkek gibidir. Buna ilâveten cariyenin arka ve karnı da avret yeridir.
Hür kadınların yüzleri, elleri hariç bütün
vücutları avrettir. Ayaklar hakkında iki rivayet vardır[10].
70 - Pisliği temizlemek için bir şey
bulamayan namazını, öylece kılar ve bir daha iade etmez. Elbise bulamayan
kimse de çıplak olduğu halde oturarak îmâ ile namaz kılar. Böyle namaz kılmak
ayakta kılmadan daha üstündür.
71 - Kâbe’nin yanında namaz
kılan yüzünü Beytullaha çevirir. Ondan uzak olanlar yüzlerini Beytullah
istikametine çevirirler. Bir şeyden korkanlar, güçlerinin yettiği herhangi bir
tarafa dönerler.
72 - Kıble tarafını kesin olarak bilmeyen,
soracak kimse de bulamazsa içtihat eder; araştırır ve namazını ona göre kılar.
Sonradan yanıldığı anlaşılsa bile namazım yenilemez (F). Fakat namaz: içinde
iken yanıldığım anlarsa, kıbleye döner ve namazını bozmadan tamamlar. İçtihat
etmeden; araştırmadan kılar da yanıhrsa namazı iade eder.
73 - Namaz kılmak isteyen kimse, iftitah
tekbiri- (başlama tekbiri)’ne bitişik o namaza niyet eder. Niyet, kalben o
namazın hangi namaz olduğunu bilmektir. Bu hususta dil ile söylemeğe itibar
yoktur. Cemaat ise hem vaktin farzına ve hem de imama uymaya niyet eder.
Namaz İçinde Yapılan İşler
74- Namazda huşu içinde bulunmak, iyice
kendini ibadete vermek gerekir. Gözleri de secde yerinden ayırmamalıdır.
75 - Namaza başlarken "Allahu
Ekber" diyerek tekbir alınır ve eller de bu esnada yukarıya kaldırılarak
başparmaklar kulakların yumuşağı (F) hizasına getirilir. Eller, ilk tekbirden
sonra bir daha yukarıya kaldırılmaz (F). Sonra göbeğin altında (F) eller
bağlanarak sağ el, sol elin bileğinden tutar.
Bundan sonra "Sübhaneke
Allahümme" (SF) sonuna kadar okunur ve içten
"Euzü-besmele" çekilir.
76- Sonra, imam olan kişi; sabah namazında,
akşam namazının ve yatsının ilk iki rekâtlarında, cumada ve bayram namazlarında
kıraati sesli okur. Yalnız başına kılan bu söylenen namazlarda; ister açıktan,
isterse de içinden okur. İmama uyanlar "Fatiha" ve "ilâve
sure”yi okumazlar (F). İmam "Ve-la'd-dâllîn" deyince
"âmin" der ve cemaat ta içinden "âmin" der FF)
77- Rükûa giderken tekbir alınır. Rükû’da
eller dizler üzerine (parmaklar açılarak) konulur ve sırt düzleştirilir. Baş
kaldırılmaz ve sarkıtılamaz. Rükû’da üç kere "Sübhâne
Rabbiye'l-Azîm" denilir ve kalkarken de "Semi'a-llahü
Li-men hamide" denilir. Cemaatla kılarken; cemaat, "Rabbena
leke- l-hamd" der (S.M.F.) Sonra "Allahu Ekber" diyerek
alın ve burun üzerine secdeye gidilir.
78 - Secdeye giderken, önce dizler sonra da
eller yere konulur, eller kulakların hizasında olur (ZF). Pazulardan,
koltuklara kadar olan kısım açık tutulur. Karın da oyluklara birleştirilmez;
arada boşluk bırakılır. Dirseklerden ellere kadar olan kısım da yere
yatırılmaz. Secdede üç defa "Sübhane Rabbiye'l-a'la" denilir.
Sarığın büklümü, elbisenin sarkık fazla kısmı
üzerine secde edilirse caiz olur. Baş, secdeden kaldırılırken "Allahu
Ekber" denilir ve tam olarak oturulur, ikinci defa yine tekbirle
secdeye gidilir; ikinci secdeden "Allahu Ekber" diyerek
kıyama kalkılır (F).
79 - İkinci rekât da birinci rekât gibi
kılınır. Yalnız bunda başlangıç tekbiri alınmaz ve "Euzü" çekilmez [12].
80 - İkinci rekâtın ikinci secdesinden
doğrulunca sol ayak yere yatırılıp üzerine oturulur. Sağ ayağın parmak
uçları kıbleye dönük şekilde dikilir. Eller oyluklar üzerine konulur.
Parmaklar açılır ve "Tahiyyât" okunur. Tahiyyât şöyledir:
"Et-tahiyyatü Li-llâhi (F) ve's-Salavâtü ve't-Tayyıbât, e's-Selâmü aleyke
Eyyüha'n-Nebiyyü ve Rahmetullâhî ve Berekâtüh. es-Selâmü aleynâ ve alâ
ibadilla-hı's-Sâlihîn. Eşhedü en lâ ilahe illâ-Allah ve eşhedü enne Muhammeden
abdühu ve Resûlüh (F)." İlk oturuşta bundan başka bir şey okunmaz.
81 - Tahiyyât bitince "Allahü
Ekber" diyerek kıyama kalkılır. Son iki rekâtta sadece "Fatiha"
okunur.
82- Namazın sonunda oturulup
"tahiyyât" okunur. Hz. Peygambere "Salâtü selâm" getirilir;
Kur'an sözlerine benzeyen ve seçilmiş dualardan istenenler okunur.
Sonra, evvelâ sağa, sonra sola selâm verilerek
her ikisinde de "Es Selâmü aleyküm ve Rahmetullah" denilip.
--------
Vitir Namazı
83 - Vitir namazı, vaciptir (SMF). Akşam
namazı gibi üç rek'âttir (F). Rekâtlar arasında selâm verilmez ve her rekâtta
"Fatiha" ile beraber ilâve sure okunur. Üçüncü rekâtta rükûdan önce
(F) kunût yapılır: Eller (Başlangıçta olduğu gibi) yukarı kaldırılır ve "Tekbir" alınır.
Sonra kunût duaları okunur. Vitirden başka hiç bir namazda kunût yapılmaz.
--------
KIRAAT
84 – Kıraat: Farz namazların ilk iki rekâtında
farz, son iki rekâtında sünnettir (F). Farz namazların son iki rekâtında kıraat
yerine Allah Tâlâyı tespihte bulunacak olursa caizdir.
85 - Kıraatin farz olan miktarı, her rekâtta
bir ayet okumaktır [13] (SMF).
Fatiha okumak, bir sure veya üç ayet okumak ise vaciptir.
86 - Sabah ve öğle namazlarında
"Hucurât" sûresinden "Buruç" sûresinin sonuna kadar olan
sûrelerden birini okumak, ikindi ve yatsı namazlarında "Târik"
sûresinden "Lem yekün"ün sonuna kadar olan sûrelerden birini, akşamda
da "Lem yekün"dan sonra gelenlerden birini okumak sünnettir. Zaruret
halinde ve yolculukta duruma uygun olanı okumak sünettendir.
Namazlardan herhangi biri için Kuran’dan
herhangi bir yer tayin edilemez. Tayin olunması
mekruhtur.
--------
Cemaatla
Namaz
87 - Cemaatla namaz kılmak müekked sünnettir.
88 - İnsanlara imam olmaya en ehliyetli
kimse;
Sırası İle;
a) Sünneti en iyi bilenidir.
b) En iyi okuyanı,
c) En takva sahibi olanı,
d) En yaşlı olanı,
e) Ahlâkı en güzel olanı ve daha
sonra da,
f) Yüz itibarı ile en güzel
olanıdır.
89 - İmamın namazı uzatması doğru değildir.
90 - Kölenin (F), bedevinin, körün, fâsıkın,
zinadan doğanın, bid'at sahibinin imam olmaları mekruhtur. Fakat bunların
arkalarında namaz kılınması da caizdir. Kadınların ve âkil baliğ olmayan çocukların
(F) erkeklere imamlık yapması caiz olmaz.
91 - İmama uyan tek kişi ise imamın sağ tarafında,
iki kişi veya daha çok iseler arkasında dururlar.
92 - Cemaatla namaz kılarken önce erkekler,
sonra erkek çocuklar, sonra hunsalar ve en arkada da kadınlar saf tutar. İmam,
kadınlara da imam olduğuna niyet etmedikçe kadının imama uyması sahih
olamayacağından erkekle aynı hizada olmanın hükmü cereyan etmez. Kadın ile aynı
namazı kılarlarken kadın, erkeğin yanına durmuş olsa, erkeğin namazı bozulur
(F).
93 - Kadınların cemaate gelmeleri ve kendi
aralarında cemaatle namaz kılmaları mekruhtur. Eğer kendi aralarında cemaatle
namaz kılarlarsa içlerinden imam olan öne geçmeyip ilk safın ortasında durur.
94 - Bir Özrü bulunanın (F) özrü olmayana,
Kur'an okumayı bilmeyenin bilene, çıplak olanın giyinmiş (F) olana, rükû ve
secdeyi tam yapanın ima ile kılana ve sünnet kılanın farz namaz kılana (F)
imamlığı caiz değildir. Bir farz namazı kılan başka bir farz namazı kılana da
imamlık yapamaz (F).
Abdesti olanın (M) teyemmümlü olana, abdestte
ayaklarını yıkamış olanın mesh etmiş olana, ayakta namaz kılanın (M) oturarak
kılana, sünneti kılanın farzı kılana uyması caizdir.
İmamın, kendisine abdestsiz namaz kıldırdığını
bilen namazını yeniden kılar (F).
95 - İmam şaşırınca cemaatten biri önünü
açar; hatırlatır. Fakat imamdan başkasının önünü açarsa namazı bozulur. İmam
namazda hiç Kur'an okuyamazsa başkasını öne çeker, bu caizdir (SM). İmam sabah
namazında kunût yaparsa cemaat bir şey okumayıp susar (SF).
96 - Namazda mekruh olan işler:
1) Elbise ile
oynamak,
\.
2) Parmakları çıtlatmak,
3) Elleri böğrüne koymak,
4) Erkeklerin uzun saçlarını kadınlar gibi toplayıp
tepelerinde bağlamaları veya iki örgü haline getirmeleri ve bu kıyafetleri ile
namaz kılmaları,
5) Elbiseyi omuza alarak yanlardan
sarkıtmak,
6) Köpek oturuşu gibi oturmak,
7) Sağa, sola dönmek, bakınmak,
8) Özürsüz bağdaş kurmak,
9) Zaruret olmadan çakıl taşlarını
düzeltmek,
10) Eli ile (F) veya dili ile selâm almak,
11) Esnemek, gerinmek,
12) Gözleri yummak,
13) Tespih ve ayetleri saymak.
Namazda İken Abdestin Bozulması
98 - Namazda iken abdesti bozulan hemen
abdest alıp geri kalan kısmını tamamlar (F). Fakat yeniden başlaması daha iyi
olur.
İmamın abdesti
Geçmiş Namazları Kaza Etmek
Ve Tertibin Düşmesi
100 - Geçmiş namazlar,
hatırlandıkları zaman hazarda veya seferde geçtiklerine göre kaza
edilirler [14].
101 – Geçmiş namaz, vakit namazından önce kaza
edilir. Ancak zamanın azlığından, vakit namazının geçmesinden korkulursa önce
vaktin namazı kılınır.
102 - Geçmiş namazlar kaza
edilirken Tertibe, yâni sıraya göre kaza edilirler. Tertip: Unutmak, vakit
namazının geçme korkusu ve beş vakit namazdan fazla namazın kazaya kalması ile
bozulur. Tertip bozulunca da bir daha geriye
gelmez.
103 - Geçmiş namazlardan
kaza edilecek olanlar, beş vaktin farzları ve vitir namazıdır. Sabah namazının
sünneti farzı ile beraber kazaya kalmışsa kaza edilir. Öğle namazının ilk
sünneti de kendi vakti içerisinde farzdan sonra kaza edilir.
--------
SÜNNET
NAMAZLAR
104 - Hz. Peygamber buyurur: "Kim
gecede, gündüzünde on iki rekât sünnet namaza devam ederse, Allah Teâlâ
cennette onun için bir ev yapar."
Bunlar şu müekked sünnetlerdir:
1) Sabah namazından önce
2,
, .
2) Öğle namazından önce 4, sonra 2,
3) Akşam namazından sonra 2,
4) Yatsı namazından sonra 2,
Olmak üzere, toplam 12 rekâttır.
-------
105
- Müstehab Olanlar
a) Öğle namazının son iki rekâtını,
4 rekât kılmak,
b) İkindinin farzından önce 4
rekât,
c) Akşamın farzından sonra 6 rekât,
d) Yatsının farzından önce 4 ve
farzından sonraki 2 rekâtı 4 rekât olarak kılmak müstehaptır.
106 - Cuma'nın farzından
Önce 4, farzından sonra da 4 rekât sünnet kılınır (S).
107 - Nafile bir namaza
başlamakla onu tamamlamak (F),… bozuldu ise kaza etmek lâzım gelir (F).
108 - Bir kimse nafile bir namaza ayakta
başlayıp özrü olmadan oturursa, mekruh olmakla beraber namazı caiz olur (SM).
109 - Gece namazlarında; iki, dört, altı (SMF)
veya sekiz rekâtta bir selâm verilir. Bir selâm ile bundan fazla kılmak
mekruhtur. Gündüz ise iki veya dört (F) rekâtta bir selâm verilir. Böyle
olmakla beraber, hem gece ve hem de gündüz namazlarında dört rekâtta bir selâm
vermek daha iyidir. Gündüzleyin bir selâm ile dört rekâttan fazla kılmak
olmaz.
110 - Kıyamın uzun olması
secdelerin çok olmasından daha üstündür. Sünnet namazların her rekâtında
kıraat vaciptir.
-------
TERAVİH
111 - Teravih namazı,
müekked sünnettir. Ramazan gecelerinde, cemaatin, yatsı namazından sonra
toplanarak cemaatle beş terviha [15], (20 rekât teravih) kılmaları
gerekmektedir. Her tervîha dört rekâttır ve ikişer rekâtta bir selâm verilir.
Her dört rekâttan sonra dört rekâtlık bir namazı kılacak kadar oturulur.
Teravih bitince de yine bu kadar müddet oturulur ve sonra imam cemaate vitir
namazı kıldırır. Vitir namazı sadece Ramazan ayında cemaatle kılınır.
112 - Teravihin vakti,
yatsıdan fecrin doğumuna kadar geçen zamandır. Ayakta kılmaya güç varken
oturarak kılmak mekruhtur.
113 - Teravih namazını hatim
ile kıldırmak, yani bütün ramazanda teravihlerde bir defa Kur-'an'ı hatm etmek
sünnettir.
114 - Bütün sünnetleri evde, fakat teravihi
camide kılmak efdaldir.
Küsuf - (Güneş tutulması) ve
Husuf - (Ay tutulması) namazı
115 - Güneşin tutulmasından
dolayı kılınan namaz iki rekâttır ve sünnet namaz gibi kılınır (F). Bu namazı
cuma namazını kıldıran imam cemaatle kıldırır. Yalnız imam içinden okur (F) ve
hutbesi de yoktur (F).
Eğer, cumayı kıldırmaya izinli imam yoksa
herkes münferiden iki veya dört rekât olarak kılar. Namazdan sonra da güneş
açılıncaya kadar duâ eder.
116 - Ay tutulunca, herkes
kendi başına (F) namaz kılar. Zindan çökmesi, kasırga ve düşman korkusundan
dolayı kılınan namazlar da ay tutulması namazı gibi münferiden kılınır.
--------
İstiska
Namazı [16]
117 - Allah Teâlânın, yağmur
yağdırması için kılınan ve "İstiska" adını
alan bir namaz yoktur (FSM). "İstiska"dan gaye,
dua ve Allah Tealâ’dan af dilemektir. Ancak insanlar yalnız başlarına namaz
kılarlarsa bu da iyi olur.
Müslümanlarla beraber bu yağmur duasına
Zimmîler (Müslümanların idaresi altında yaşayan gayrı Müslimler) çıkmamalıdır.
--------
Sehv
(Yanılma) Secdesi
118 - Namazda yanlışlık
eseri olarak vacibi terk etmekten dolayı namazın sonunda selâm verildikten
sonra (P) iki secde daha yapılır, yeniden oturulup "tahiyyât" ve
"salât’lar okunup selâm verilir.
119 - Namazın rükünlerinden
(rükû, secde, kıyam ve oturmak gibi) birini fazla yapan kimseye yahut sessiz
okuması gereken yerde sesli okuyan veya bunun aksini (F) yapan imama sehiv
secdesi yapmak vacip olur.
120 - Namazın (tekbir ve
tespihleri gibi sünnet olan) bir zikrini terk etmekle sehiv secdesi gerekmez.
121 - Kıraati, birinci ve ikinci oturuştaki
tahiyyâtları, vitir namazındaki kunûtu ve bayram namazlarındaki tekbirleri (F)
terk etmek sehiv secdesini yapmayı lüzumlu kılar.
122 - Rükû’da veya
oturuşlarda Kur'an okuyan sehiv secdesi yapar. Fakat kıyamda veya rükû’da
tahiyyâtı okuyan sehiv secdesi yapmaz.
123 - İki veya daha çok hata yapanlar hepsi
için bir sehiv secdesi yaparlar.
124 - İmam yanılırsa sehiv secdesi yapar ve cemaatte
ona uyar. İmam secde etmeyince ona uyan cemaatte secde etmez (F). İmama uyan
yanılırsa, ne imam ve ne de kendisi sehiv secdesi yapar.
125 - Cemaate sonradan katılan imamla birlikde
sehiv secdesi yapar ve sonra kalkıp kılamadığı rekâtları kılar.
126 - Birinci oturuşu terk
ettiğini kalkarken hatırlayan, eğer tam kalkmamış ve oturuşa daha yakın ise
hemen oturur, tahiyyâtı okur. Fakat hemen hemen doğrulmuş ise bir daha geri
dönmez ve sonunda sehiv secdesi yapar.
127 - Son oturuşta yanılıp
kıyama kalkan, kalktığı rekâtın secdesine gitmedikçe geriye döner. Secdesine
gitmişse ona altıncı bir rekât daha katar (F) ve böylece bu namaz nafileye
çevrilmiş olur.
128 - İkinci oturuşta,
"tahiyyât" okuyacak miktar oturur ve sonra beşinci rekâta kalkarsa
geri döner, selâm verir. Beşinci rekâtın secdesini yaparsa farzı tamamlanmış
olur ve altıncı bir rekât daha ilâve eder ve sonunda sehiv secdesi yapar. Son
iki rekât fazlalık, nafile olur.
129 - Kaç rekât kıldığında
şüpheye düşen kimseye böyle bir şüphe ilk geliyorsa namazı yeniden kılar (F).
Fakat bu iş onun başına çok kereler gelmişse kanaatine göre hareket eder (F).
Hiçbir şeye karar veremezse en azına göre namazını tamamlar.
--------
Tilâvet
Secdeleri
130 - Secde ayetini hem okuyana ve hem de
dinleyene tilâvet secdesi yapmak vaciptir (F).
131 - Secde Ayetleri Şu Yerlerde Bulunur:
Kuran-ı Kerim’de 14 surede secde ayeti bulunmaktadır. Bu Sureler:
1. Araf (sonunda), 2. Ra'd, 3. Nahl, 4. Benî İsrail
(İsra), 5. Meryem 6. Hac, 7. Furkan, 8. Neml, 9. Elîf lâm mîm
tenzil, 10. Sâd, 11. Hamîmu's-secde – 12. Necim (sonunda), 13. înşikak, 14. A'lak (sonunda)
sûreleridir[17].
132 - Tilâvet secdesinin şartları namazın
şartları gibidir ve hemen secde edilmemişse sonradan kaza edilir. (F) cemaat da
onu takip eder. Fakat imama uyanlardan biri secde ayetini okursa ne imam ve ne
de cemaat secde yapar (M).
133 - İmam, namazda secde ayetini okuyunca
secde yapar. İmamın okuduğu secde ayetini namazda olmayan biri işitirse secde
yapması icap eder. Namazdaki kimse, kendisi ile beraber namaz kılmayan
birisinden secde ayetini işitirse namazını bitirdikten sonra secde yapar.
134 - Namazda secde ayetini
okuyup namaz içinde tilâvet secdesini yapmayandan bu secde kalkar.
135 - Aynı yerde bir secde ayetini birden
fazla okuyana bir secde yapması yeterlidir.
136 - Secde yapmak isteyen, önce (ellerini
kaldırmadan) tekbir alır (F) ve secdeye gider, sonra tekrar tekbir alarak
secdeden kalkar [18]
--------
Hastanın
Namazı
137 - Bir hasta ayakta
durmaya kudreti yoksa veya ayakta namaz kılınca hastalığının çoğalmasından
korkarsa namazını oturarak kılar, secde ve rükûunu yapar. Secde ve rükû yapmaya
da gücü yoksa ima ile namaz kılar [19] .
.Oturmaya da gücü olmayan hasta, ayakları kıble
istikametine gelmek üzere arka üstü (F) veya yan yatarak namazını ima ile
kılar.
.Hasta, üzerine secde etmek için bir şeyi
başına doğru kaldırıp üzerine secde ederse, başını rükû için eğdiğinden daha
fazla eğmiş ise caiz olur, eğmemişse caiz olmaz.
.Bir hastanın rükû ve secde yapmaya gücü
yetmediği halde ayakta durmaya gücü yeterse namazını oturarak, ima ile kılar
(F).
138 - Başı ile îma suretiyle namaz kılamayacak
kadar hasta olanlar namazlarını tehir ederler. Göz (ZF), kalp ve kaşları (ZF)
ile îma yapmazlar.
139 - Namazının bir kısmını ayakta kılıp sonra
ayakta durmaya takati kalmayan, namaza başlamadan önce âciz olan
gibidir [20].
140 - İma ile namaz kılan,
sonra rükû ve secde yapmaya güç bulursa namazını bozup yeniden kılar (Z.F).
141 - Deliren yahut bayılan
bir kimsenin üzerinden beş vakit namaz geçmişse onları kaza eder (F). Geçen
namazlar beşten fazla ise üzerinden düşerler, kazaları yapılmaz.
--------
Yolcu Namazı
142 - Dört rekâtlı her namaz yolcuya iki rekât
olarak (F) farzdır.
143 - Bir kimse deve yürüyüşü ile ve yaya üç
gün üç gecelik (Ortalama 90 km. - Mütercim) bir yolu kastederek şehrin
evlerinden ayrılınca yolcu olur.
144 - Dağlık bölgelerde kendisine uygun bir
yürüyüşe, denizde de mutedil bir havada ki (yelkenli) yürüyüşüne itibar edilir.
145 - Bir yolcu, oturduğu
şehre gelinceye kadar yolcu olduğu gibi; gittiği şehir veya köyde 15 gün (F)
kalmaya niyeti olmadıkça yolcu olur. Bundan dolayı 15 günden az kalmaya niyet
edip orada kalması uzayıp 15 günü aşsa da o kimsenin yolculuğu devam eder.
146 - Asker, köle ve aile
gibi başkasına uymaya, itaata mecbur olanlar, komutan ve efendilerinin yolcu
olması ile yolcu olurlar. Aynı şekilde mukîm olması ile de mukîm olurlar.
147 - Yolcu gittiği yerde
niyetle yolculuktan çıkıp mukim olabilir. Fakat asker, düşman yurduna girer
veya bir yeri kuşatırsa orada niyeti ile seferi olmaktan çıkamaz.
148 - Göçebelerin bir
arazide ikamete niyetleri sahihtir.
149 - Bir kimse iki ayrı
yerde ikamete niyet ederse bu sahih olmaz. Ancak hangisinde geceleyecekse,
oradaki ikameti sahih olur.
150 - Bir namaz, vaktinin
sonuna doğru yolculuğa çıkan, o namazı yolculuğa göre iki rekât kılar. Yine bir
vaktin sonuna doğru yolculuğu sona eren o namazını tam olarak kılar. Farzdaki
bu değişiklikte son vakte itibar edilir.
151 - Misafir, vaktin haricindeki bir namazda
mukime uymaz.[21] Eğer
misafir vakit içinde misafir olmayana uyarsa namazım tam olarak kılar.
152 - Misafir olan mukim olana, imamlık
yapınca, iki rekâtta selâm verir ve mukim olan namazını dörde tamamlar
153 -Asilerle (F) asi olmayanlar ruhsatlarda
eşittirler.
--------
Cuma Namazı [22]
154 - Cuma
1) Hür,
2) Sıhhatli,
3) Şehirlerde oturan erkeklere farzdır.
Cuma ancak şehirlerde (F) yahut şehirlerin
yakınlarında hazırlanmış namazgâhlarda kılınır. Kasaba halkı camilerinin en
büyüğünde toplandıkları zaman cami almazsa böyle yerlere şehir adı
verilir.
155 - Cumayı devlet başkanı
veya onun vekili (F) kıldırır.
156 - Cumanın vakti, öğle
namazının vaktidir.
157 - Hutbesiz cuma caiz
olmaz. İmam iki hutbe okur ve ikisinin arasını az bir oturuşla ayırır. Hutbede
sadece (El-hamdu Lillah ve Sübhanellah gibi) Allah’ı zikretmekle yetinse caiz
olur (F.S.M).
Hutbenin, ayakta ve abdestli olarak okunması
daha üstündür. Fakat oturarak veya abdestsiz okunması da caizdir.
158 - Hutbe okunurken
cemaatin orada bulunması şarttır [23]
159 - Kendisine cuma namazı
farz olmayan birisi cumayı kılarsa bu öğle namazı yerine geçer. Böyle bir
kimsenin Cumayı kıldırması da caizdir. Özrü olmayan birisinin cumayı kılmayıp,
öğle namazını kılması mekruh olmakla beraber caizdir (Z). Fakat bu kimse öğle
namazım kıldıktan sonra cuma namazını da kılmak için camiye gitmeye kalkışsa
kıldığı öğle namazı bâtıl olur (SM) [24].
160 - Özürlü olanların şehir
içinde cuma günü cemaat, olarak öğle namazını kılmaları mekruhtur.
161 -Cuma günü imanı hutbeye çıkınca cemaat ona
döner. Hiç kimse konuşmaz ve herkes hutbeyi dinler. İmam hutbe okurken
namaz kılmak mekruhtur. İlk ezan okunurken cemaat camiye doğru yol alır.
162 - İmam hutbeye çıkınca oturur. Müezzin
cami içinde ikinci ezanı okur. Hutbe tamamlanınca cemaat ile cuma namazı
kılınır.
--------
Bayram
Namazları
163 - Cuma namazı farz olanlara bayram
namazını kılmak vaciptir. Cuma namazının kılınabilmesi için var olması lâzım
gelen şartlar aynen bayram namazının kılınabilmesinin de şartlarıdır [25].
Ancak cuma hutbesi farz iken bayram hutbeleri sünnettir.
164 - Ramazan bayramı sabahında yıkanmış
olmak, dişleri fırçalamak, en güzel elbiseleri giymek, güzel kokular sürünmek,
tatlı bir şey (meselâ hurma, üzüm ve bunlara benzer şeyleri) yemek, o gün Fıtır
sadakasını vermiş olarak camiye gitmek müstehaptır.
165 - Bayram namazının
vakti; güneşin (bir veya iki mızrak boyu) yükselmesinden başlar, zeval vaktine
kadar devam eder.
166 - Bayram namazı iki
rekâttır ve imam ile kılınır. Önce başlama tekbiri alınır*. Arkasından üç (F)
tekbir daha alınır. Sonra Fatiha ve ilâve sûre okunur. Tekbir alınarak rükûa
gidilir. İkinci rekâta kıraat (Fatiha ve ilâve sure) ile başlanır (F). Kıraat
bitince üç tekbir alınır, dördüncü tekbir ile rukûa varılır. Birinci rekâtın
başında alınan üç fazla tekbir ile ikinci rekâtın sonunda alınan üç tekbirde de
eller yukarıya kaldırılır.
167 - Namazdan sonra hutbe okunur. Bu hutbe de
iki kısımdan meydana gelmiştir. Her ikisinde de halka Sadaka-i Fıtır anlatılır.
168 - Güneş zeval vaktine geldikten sonra, ay
görünürse bayram namazı ertesi gün kılınır. Ondan sonra da artık bir daha
namaz kılınmaz.
Kurban bayramında yapılması müstehap
olanlar:
169 - Ramazan Bayramında yapılması müstehab
olan şeyler kurban bayramında da müstehaptır. Ancak kurbanda namazdan önce bir
şey yememek, camiye giderken yolda tekbir getirmek de müstehaptır.
170 - Kurban Bayramı namazı
da aynen Ramazan bayram namazı gibi kılınır. Yine namazdan sonra iki kısım
halinde hutbe okunur ve bu hutbelerde halka, kurban ve teşrik tekbirlerinden
bahsedilir.
171 - Kurban Bayramı namazı birinci gün
kılınamamışsa ertesi gün ve o gün de kılınamamışsa daha ertesi gün kılınır. Bu
hususta bir mazeret olmakla olmamak arasında fark yoktur.
172 - Teşrik Tekbirleri Şöyledir: "Allahu
Ekber, Allahu Ekber, lâ ilahe illâ-Allahu vallahu Ekber, Allahu Ekber ve
Lillâhi'1-hamd" [26]. Bu tekbirler vaciptir ve
şehirlerde oturan halk tarafından cemaatle kılınan farz namazların bitiminde
Arefe gününün sabah namazından Bayramın birinci günü ikindi namazının sonuna
kadar olan sekiz vakitte getirilir. [27]
--------
Korkulu
Durumda Kılınan Namaz
173 - Bu, imamın cemaate, farz bir namazı iki
kısım halinde kıldırmasıdır. Halkın bir kısmı düşman karşısında yerlerini alır.
Diğer kısım yolcu hükmünde iseler bir rekât, mukim iseler iki rekât, imamla
namaz kılarlar. Akşam namazının da önce iki rekâtı kılınır. Sonra birinci kısmı
düşman karşısına gider ve oradan ikinci kısım gelir.
Îmam, ikinci kısma namazın geri kalan kısmını
kıldırır ve yalnız başına selâm verir. İkinci kısım selâm vermeden doğruca
gidip düşman 'karşısındaki yerlerini alırlar.
Birinci kısım gelip "Fatiha" ve
"ilâve sure’yi okumadan kendi başlarına namazlarını tamamlarlar, selâm
verip yerlerine giderler.
Tekrar ikinci kısım gelir namazlarını
"Fatiha" ve "ilâve sure”yi okuyarak tamamlarlar. [28]
174 - Gidip gelirken düşmanla vuruşan veya
bir vasıtaya binenin namazı bozulur. Harbin şiddetinden korku artarsa herkes
bindiği şeyin üstünde tek başına îma ile gücü yettiği tarafa dönerek namazını
kılar. Yürüyerek namaz kılmak caiz olmaz.
Yırtıcı hayvanların verdiği korku da düşmanın
verdiği korku gibidir.
Kabe'de
Kılınan Namaz
175 - Namazın farzını, sünnetini, Kabe'nin
içinde ve üstünde kılmak caizdir. İmam Kabe içinde namaz kıldırırken ona
uyanlar Kabe etrafında halka olurlarsa caiz olur. İmamın yanında yer almaları
da caizdir. Ancak imamın önüne geçerek arkalarını ona doğru çevirmiş olmamalıdırlar.
îmam "Mescid-i Haram"da namaza
durunca cemaat "Kâbe"nin etrafında halka olur ve imam ile birlikte
namazlarını kılarlar
--------
DİPNOTLAR VE AÇIKLAMALAR
[1] Taharet: Muti ak temizlik demektir. Dinde
ise pis olan şeylerden temizlenmektir. Vuzû; (abdest) güzel ve parlak
anlamındadır. Dinde ise, belli bir takım uzuvları yıkamak ve mesh etmektir.
Bunda lügat mânâsı da bulunur. Çünkü yıkanan ve mesh olan uzuvlar abdestle
güzelleşir. Gasil (yıkamak) lügâtte, su akıtmaktır. Mesh de isabet
anlamındadır.
Hükmi taharet: Abdestsizliği ve cünüplüğü gidermektir Buna hadesten
taharet denir. Abdest gusül
teyemmüm gibi.
Hakiki taharet: Kirli ve pis şeyleri yıkayıp gidermek Buna da necasetten
taharet denir(akn).
Abdestin farz olmasının sebebi: Pis ve
abdestsiz bulunulduğunda namaz kılınmak istenmesidir. Çünkü Allah Telala "Namaza
kalktığınızda yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi yıkayın. Başınızı
mesh edin. Topuklarınıza kadar ayaklarınızı yıkayın”. (Maide, 6.
Ayet) buyuruyor.
Çöven: Sabun otu olarakta bilinir.Çöven
otu kökü ve dalları, çöven otu suyu sabun katılmış gibi köpüren, kir
temizleyici bir bitkidir. Helvacılıkta, ağdayı ağartmak için de kullanılır.
Kökü, büyük ve kalındır. Dışı, hafif kırmızımtıraktır. çöven otu çiçeği pembe,
beyaz olup, salkım şeklindedir. Köklerin dövülmesinden çöven elde edilir.
Zağferan: (Safran)
süsengiller familyasından, sonbaharda çiçek açan, 20–30 cm boyunda, çiğdem cinsinden
soğanlı bir kültür bitkisi. Yarım kilogram safran 80.000 çiçekten
çıkarılabilir. Kendi ağırlığının 100.000 katı suyu sarı renge boyar.(akn)
Nifas: Doğum
yapan kadının rahminden gelen kanamaya denir. Buna loğusalık hali, böyle kadına
da loğusa denir. (akn)
[2] Kahkaha: Yandakinin işiteceği
kadar gülmektir. Bu hem namazı ve hem de abdesti bozar. Bir insanın kendisinin
duyabileceği kadar gülmesine "dahk" denilir. Bu sadece namazı bozar.
Tebessüm ise onu ne sahibi duyar ne de başkası ve bunun bir hükmü yoktur.
[3] imam Muhammed'e göre: Meni ne suretle
çıkarsa çıksın onun çıkışı guslü gerektirir.
[4] Çok Su: En azından on arşın uzunluğunda
ve genişliğinde olan bir havuzun suyuna denilir "Eğer uzunluğu,
genişliğine ilâve edilince yine 10x10 oluyorsa, o da çok su sayılır. Akarsular
da çok sudur. Ayrıca, bir havuzun çok su sayılabilmesi için avuçla alındığında
dibinin açılmaması lâzımdır. Böyle olmayan sulara ise: "Az Su"
denilir
[5] Örnek: Burnu kanayan
bir insanın, bir namaz vakti çıkıncaya kadar abdest alıp namaz kılabilecek
kadar bir müddet olsun kanı durmazsa o adam özürlü insandır. (Naşir).
Teyemmüm: Su bulunmadığı veya bulunup da
özür sebebiyle kullanmak mümkün olmadığı durumlarda, temiz toprak veya taş,
kum, kerpiç gibi toprak cinsinden bir şey ile abdestsizliği veya cünüplüğü
gidermek için, elleri toprağa sürüp (niyetten sonra) yüzü ve kolları mesh
etmektir.
Teyemmüm, lügatte, mutlak kasıt
manasınadır. Dinde ise, temiz olan yeryüzüne yönelmek ve onu Allah Telalaya
yaklaşmayı sağlamak için kendine mahsus surette kullanmaktır.
[6] Salât: Kelime olarak dua mânasını taşır.
Bir ayette; "onlara dua et" (Tövbe, a: 103)
buyurmuştur. Istılahta ise; tayin edilmiş vakitlerde kendine
mahsus şartları ile muayyen zikri ve erkânı olan bir ibadetin adıdır. Kitap
sünnet ve icma ile sabit, farz bir ibadettir. Kur'an'da "Namaz Müslümanlar
üzerine, vakitleri belli bir farz olmuştur." (Nisa, a: 103) denilir. Hz.
Peygamber de: "İslâm beş temel üzerine kurulmuştur;
Allah’tan başka Allah olmadığına, Muhammed (S.A.V) in Onun peygamberi olduğuna
şahadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, hacca gitmek, ramazan orucunu
tutmak" {Buharî, iman 1-2) buyurmuştur.
Kaim: Ayakta duran, kıyamda bulunan
[7] Zeval: Güneşin doğumundan batışına kadar
geçen zamanın tam yansı kat edilerek güneşin ortaya gelmiş olmasıdır.
[8] Fey-i Zeval: Güneş, tam zeval
vaktinde iken yere düşen gölgedir. Gölgenin batı istikametinden doğu
istikametine dönmekte olduğu an. Bu andaki gölgenin boyu hariç tutularak; her
şeyin gölgesinin iki misline ulaşması ile öğle namazının vakti biter.
Misal: 1 metre boyundaki cismin gölgesi zeval anında yarım
metre olursa ( yarım metreden hariç), o şeyin gölgesi iki misline ulaşınca,
yâni gölgenin boyu 2,5 m. olduğunda öğle namazı vakti bitip ikindinin
vakti girer. Yer ve zamana göre, zeval anında, cismin gölgesi hiç olmayabilir.
Ömer N.
(9) Ezan: Lügatte i'lâm ve
bildirim anlamındadır. Kuran'da bu mâna kast olunarak: "Allah ve resulü tarafından bir ilâmdır" (Tövbe, a: 3)
denilir. Istılahta ise; "Kendine mahsus sıfatına göre, seçilmiş belli
sözlerle namazın vakitlerini bildirmektir." Ezan kuvvetli bir sünnettir.
İmam Ebû Hanife der ki: "Bir topluluk ki
şehirde; ezansız ve ikametsiz namaz lalar onlar sünnete karşı gelmiş ve
günahkâr olmuşlardır." imam Muhammed’in şu sözüne bakarak ezanın vacip
olduğunu söyleyenler de vardır. "Bir belde
halkı ezanı terk etmekte birleşirse onlarla hârb edilir." Bu iş, ancak
onun vacip olduğuna göre yapılabilir. Bu iki hüküm birleştirilince ortaya;
sünneti müekkedenin terkinden, vacibin terki gibi günah kazanılacağı neticesi
çıkar. Onun terk edilmesine karşı savaşılır. Çünkü ezan Islâmın bir şiarı ve
özelliğidir.
[10] Sahih olan görüşe göre ayaklar da avret
yerlerinden değildir.
[11] Düşmandan yırtıcı hayvanlardan, denize
düşüp boğulmak v.s.den korkanlar.
[12] "Sübhaneke" de okunmaz.
[13] İmam Muhammed ve Ebû Yusuf a göre: Üç
kısa âyet veya bu üç kısa âyet kadar bir uzun ayet okumak farzdır.
[14] Yolcu iken geçirilen namazlar yolculuk
bittikten sonra kaza edilirken, dört rekatlı namazlar, iki rekât olarak kaza
edilir.
[15] Tervîha: Dört rekâta bir
tervîha denilir. Çoğulu teravih gelir. Buna göre beş tervîha 20 rekât eder.
[16] Bir ayette: "Dedim
ki; gelin Rabbinizin bağışlamasını isteyin Çünkü O affı çok bir
bağışlayıcıdır. Bol hayır (yağmur) ile göğü üzerinize salsın." (Nûh,
a: 10-11).
Başka bir ayette de "Ey kavmim
Rabbinizden mağfiret (bağışlanma) isteyin. Sonra yine ona tövbe (ve rücu –
dönün, müracaat) edin ki, üstünüze göğün bereketini bol bol indirsin. Ve sizin
kuvvetinize kuvvet katarak artırsın. Gelin günahkâr olarak dönüp gitmeyin
(günahkârlar olarak yüz çevirmeyin)". der. (Hûd, a: 52).
[17] Bu Hz. Osman (R.A.) mushafına göredir.
[18] Böylece tilâvet secdesi bir secdeden
ibaret olmuş oluyor. Bunun tekbirinde elleri kaldırmak, oturarak tahiyyât
okumak ve selâm vermek yoktur.
[19] İma: Rükû ve secdeye işaret olmak
üzere başı eğmektir.
[20] Yani oturarak kılmaya gücü yeterse
oturarak tamamlar. Ancak yatarak ima ile kılmaya gücü varsa yatarak tamamlar.
(21) Yani her ikisinin de namazları kazaya
kaldığında yolcu olan olmayana uyamaz.
[22] Cuma namazı farzı ayındır. Meşru bir
Özür olmadıkça terk edilmesi katiyetle caiz değildir. Kur'an'da "Ey
Müslümanlar cuma günü namaza çağırıldığınız da Allahın zikrine koşun, alış verişi
bırakın" buyrulmuştur. (Cuma, a: 9). Allahın bu emri gereğince cuma
saatinde alış verişe son verilir.
[23] İmam Ebû Hanife'ye göre imamdan ayrı üç,
Imameyne göre ise iki kişinin bulunması şarttır.
[24] imam Züfer, özürsüz olarak cuma yerine,
öğle namazı kılmanın caiz olmadığını söyler.
İmameyne göre öğle namazın kıldıktan sonra
cuma namazına giden,??? cumaya başladıkça öğle namazı batıl
olmaz, imam Ebû Hanife'ye göre bu kimse cumaya yetişemezse yeniden öğleyi
kılar.
[25] Yani bunu da devlet reisi veya onun
vekili kıldırır, imamdan başka üç, diğer görüşte iki kişilik bir cemaatin
bulunması ve vakti içinde kılınması gereklidir. Şehir olan yerde kılınır v.s.
*Burada,
Sübhaneke okunur. (Naşir)
[26] Manası: "Allah
yücedir. Allah yücedir. O'ndan başka ilâh yoktur. Allah yücedir, Allah yücedir.
Hamd Allaha mahsustur."
[27] Bu İmam-ı Azam' a göredir. Imameyne
göre, arefe gününün sabahından bayramın dördüncü gününün ikindisine kadar olan
23 vakitte teşrik tekbirleri almak, ister cemaatle, ister münferiden kılınsın,
kadın, erkek, şehirli, köylü, mukîm, yolcu herkese vaciptir.
[28] Bu namazın kılınma tarzı Nisa sûresi
ayet 102'de anlatılmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder